The Results of Filing An Action in Administrative Jurisdiction Law

AuthorGürsel KAPLAN
Pages660-676
Inonu University Law Review InULR 10(2): 660-676 (2019)
Gürsel KAPLAN
660
İDARİ YARGILAMA HUKUKUNDA DAVA AÇMANIN SONUÇLARI
THE RESULTS OF FILING AN ACTION IN ADMINISTRATIVE JURISDICTION LAW
Gürsel KAPLAN*
https://doi.org/10.21492/inuhfd.630521
Makale Bilgi
Gönderilme:07/10/2019
Kabul: 08/12/2019
Özet
Medeni yargılama hukukunda olduğu gibi idari yargılama hukukunda da dava açmanın
hem maddi hukuk hem de yargılama (usul) hukuku bakımından birtakım sonuçları
vardır. Dava açılmasına bağlanan sonuçlar konusunda medeni yargılama hukuku ile
idare yargılama hu
kukunda büyük ölçüde benzerlikler bulunsa da önemli birtakım
farklılıklar da vardır. Örneğin Türk Borçlar Kanununun 154/2nci
maddesi, zaman aşımı
süresini kesen sebepler arasında dava açılmış olmasını da saymaktadır. Bu kuralın idari
yargılama hukukunda d
a uygulanıp uygulanmayacağı tartışılabilir. Kanaatimizce bu
kuralın idari yargıda uygulanma kabiliyeti yoktur. Çünkü idari yargıda dava açma
süreleri maddi hukukla değil yargılama hukukuyla ilgilidirler. Ayrıca idari dava açma
sürelerinin hak şürücü nite
likte olduğu kabul edilmektedir. Aynı şekilde dava
ılmasına temerrüt sonucunun bağlanıp bağlanmayacağı da tartışılabilir. Çünkü
idarenin hukuki sorumluluğu esas olarak akdi olmayan sebeplerden yani i dari işlem ve
eylemlerden kaynaklanmaktadır. Türk Borçl
ar Kanunu, sözleşme dışı ilişkilerden doğan
borçlarda borçlunun temerrüdü için herhangi bir koşul aramamıştır. Nitekim Kanunun
117nci maddesine göre, haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise
zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu t
emerrüde düşş olur. Borçlar Kanununun
bu hükümlerinden hareket edilecek olursa t am yargı davalarında da idarenin temerrüde
şmesi için ihtar gerekmez ve dava açılmasına böyle bir sonuç bağlanamaz. Keza
medeni yargılama hukukunda dava açılmasına bağlana
n sonuçlardan biri olan davayı
geri alma yasağı” kuralının idari davalarda uygulanmasının mümkün ve gerekli olup
olmadığı meselesi de tartışılabilir.
Anahtar Kelimeler
Dava Açılması,
İdari Yargılama
Usulü,
Medeni Yargılama
Usulü,
Zamanaşımının
Kesilmesi,
Borçlunun
Temerrüdü.
Article Info
Received: 07/10/2019
Accepted: 08/12/2019
Abstract
As in civil procedure law, t he administrative jurisdiction law has a number of
consequences in terms of both substantive and procedura
l law. Although the results of
filing an action have similarities in civil procedure law and administrative jurisdiction
law, t here are some important differences. For example, Article 154/2 of the Turkish
Code of Obligations states that the filing an acti
on is one of the reasons that interrupt of
the prescription. It can be discussed whether this rule will be applied in administrative
jurisdiction law. In our opinion, t his rule is not applicable in administrative jurisdiction.
Because the term of litigatio
n in administrative jurisdiction is not about material law but
about judicial law. In addition, the term of litigation in administrative jurisdiction is
deemed to be latest term. Likewise, it can also be discussed whether a default will arise
as a result o
f the fili ng an action. Because the legal responsibility of t he administration
mainly arises from non-
contractual reasons, ie administrative act and actions. The
Turkish Code of Obligations did not need any conditions for the default of the debtor in
debts arising from non-
contractual relations. As a matter of fact, Article 117 of the Law
states that In wrongful act, the debtor shall be in default at the date of the act. In unjust
enrichment, the debtor shall be i n default at the date of enrichment. If t h
ese provisions
of the Code of Obligations are followed, also in full-
remedy act ions, no warning is
required for the administration to default and no such result can be attributed to the filing
an action. It is also possible to discuss whether the prohibit
ion to withdraw the case
rule, which is one of the consequences of the proceedings in civil procedure law, is
feasible and necessary in administrative cases.
Keywords
Filing An Action,
The Administrative Trial
Procedure,
The Civil Trial
Procedure,
Interruption of
Prescription,
Default of Debtor.
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriT icari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır
* Prof. Dr., Dicle Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, İdar e Hukuku ABD. gkaplan@dicle.edu.tr
https://orcid.org/0000-0002-22 53-1318.
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi İnÜHFD 10(2): 660-676 (2019)
İdari Yargılama Hukukunda Da va Açmanın Sonuçları
661
I. GİRİŞ
Kişiler idare ile aralarında ortaya çıkan hukuki uyuşmazlıkların çözümü için idari başvuru
ve diğer alternatif çözüm yollarıyla istedikleri sonucu elde edememeleri üzerine son çare olarak
dava açmakta ve hâkimden hukuki himaye talep etmektedirler. Başka bir ifadeyle kişiler dava
açmakla, hukuk kurallarının kendilerine tanıdığı bir hakkın yerine getirilmediğini yahut ihlâl
edildiğini ileri sürerek hâkimden bir koruma talebinde bulunmaktadırlar. Söz konusu talebin
nasıl bir karşılık bulacağı davayı esas ya da usulden sonlandıran kararla anlaşılacaktır. Fakat
hukuk düzeni sırf dava ılmış olmasına dahi önemli birtakım sonuçlar bağlamaktadır.
Bunlardan bazıları maddi hukuk ilişkilerine, bazıları ise yargılama (usul) hukuku ilişkisi ve
durumlarına ilişkindir. Bu nedenle, davanın hangi tarihte (zamanda) açılmış olduğunun tespiti
önem arz etmektedir. Bunun için ise her şeyden önce usulüne uygun şekilde açılmış bir davanın
varlığı gerekir.
Davanın ne şekilde açılacağı ve ne zaman açılmış sayılacağı hususu yasal düzenlemelerle
ayrıntılı şekilde düzenlenmiş olduğu için bu konularda tartışma veya tereddüde neden olabilecek
bir durum pek ortaya çıkmaz. Buna karşılık davanın açılmış sayılmasının maddi hukuk ve
yargılama hukuku ilişkileri bakımından doğurduğu sonuçlar için aynı şey söylenemez. Çünkü
bunlar genellikle dolaylı ve dağınık şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır. Aynı durum bir ölçüde
medeni yargılama hukuku için de geçerlidir. Fakat bu alanda dava ılmasına bağlanan
sonuçlardan önemli olan bazıları yasal düzenlemeye kavuşturulmuştur. Örneğin davanın ancak
davalının rızası ile geri alınabilmesi (HMK m.123), derdestlik (HMK m.114/ı) ve zamanaşımı
süresinin kesilmesi (TBK m.154/2), bunlar arasında sayılabilir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Borçlar Kanununun söz konusu hükümlerinin birer
genel hukuk kaidesi olarak kabul edilerek idari yargılama hukukunda da uygulanma kabiliyetine
sahip olup olmadığı konusu üzerinde durmakta yarar vardır.
Bu çalışmada, idari yargılama hukukunda dava açılmasının maddi hukuk ve yargılama
hukuku ilişkileri üzerinde doğurduğu sonuçları medeni yargılama hukuku ve Fransız hukuku ile
karşılaştırmalı şekilde ele alıp incelemeye çalışacağız.
II. DAVA AÇILMASI
A. Dava Açılması Hakkında Genel Bilgiler
İdari Yargılama Usulü Kanununun 3üncü maddesine göre idari davalar, Danıştay, idare
mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılır.
Dilekçelerin Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben
yazılması, davanın yönetimin hâkime ait olduğuna yani idari yargılama hukukuna hâkim olan
resen inceleme ilkesine işaret etmektedir1. Başka bir ifadeyle idari davalarda davacı dilekçesini
hâkime verir ve bunu yapmakla üzerine düşeni yapmış sayılır. Bundan sonrası, esas olarak
hâkime aittir2. Bu nedenledir ki idari yargılama hukukunda dava dilekçesinin davalıya tebliği
mahkemece kendiliğinden yapılmaktadır. Oysa medeni yargılama hukukunda dilekçenin
davalıya tebliği davacı tarafından sağlanır3. Çünkü medeni yargılama hukukunda dava esas
olarak taraflar arasında cereyan eder.
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin İdari İşleri İle
Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesi Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik4 uyarınca dava
dilekçesi, mahkemenin ön büro veya tevzi işiyle görevlendirilen yazı işleri personeline teslim
edilir (m.62/1).
Dava dilekçesi, rg,dava harca tabi ise harç ve posta ücreti, harca tabi değilse posta ücreti
tahsil edildikten sonra tevzi edilir ve tevzi formunun bir örneği başvuru sahibine verilir
(m.62/2).
1 LE BOT, Olivier: Contentieux administratif, 1. Baskı, Larcier, Bruxelles, 2014, s.172, dipnot: 727.
2 CHAPUS, René: Droit du contentieux administratif, 13. Baskı, Montchrestien, Paris, 2008, s.837.
3 Gerçi mülga HUMK hükümlerinden farklı olarak HMK (m.122/1) hükümlerine göre medeni yargılama hukukunda
da artık dilekçenin tebliği hâkim tarafından kendiliğinden yapılmaktadır fakat bu durum, işaret etmek istediğimiz
gerçekliğe halel getirmez. Nitekim Fr ansız hukukunda da hâlen geçerli olan bu farklılığa böyle bir anlam
yüklenmektedir. Örneğin bkz. LE BOT, s.172.
4 RG: 11.7.2015, 29413.

To continue reading

Request your trial

VLEX uses login cookies to provide you with a better browsing experience. If you click on 'Accept' or continue browsing this site we consider that you accept our cookie policy. ACCEPT