The Relationship Between Compulsory Service in Personel Code of Turkish Armed Forces and Prohibition of Forced to Run

AuthorArs. Gör. Murat Bugra TAHTALI1
Pages408-458
Arş. Grv. Murat Buğra TAHTALI
408 İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 5 Sayı:2 Yıl 2014
The Relationship Between Compulsory Service in Personel Code of
Turkish Armed Forces and Prohibition of Forced to Run
ABSTRACT
Fundamental rights and freedoms, have been developing
continuously since past to present and it has not easy to obtain these.
While formerly, only protectionability of right of life has discussed, with
the developing of law, application area of fundamental righst and
freedoms have become more expanded as well. As a result, it has
understood that forced to run anybody in a jop he / she does not like by
threat of punishment is incompatible with the fundamental rights and
freedoms. Than, there have been some arregements about this subjeckts
both international legal documents and our constitution. However, it must
olso be considered whether the 10 years mandatory study time which is
obligatory and non alternatively and predicted for officers and NCOs’
can be evaluated in prohibition of forced to run or not for the personal in
Turkish Army Forces who started this job and don’t want to keep on this
career becouse of any of the reason. Acording to our researchs, there are
any fail especialy about this subject both The European Court Of Human
Rigths and Turkish Constitution Court. But, with considering the case
law, which have connected to decision by these courts, in this study,
prohibition of forced to run will be handled from the point of view the
officers and petty officers.
Key Words: Prohibition of Forced To Run, Dogs, Constitution,
The European Convantion Of Human Rights, The European Court Of
Human Rigths, Turkish Armed Forces.
GİRİŞ
Zorla çalıştırma yasağı, ilk kez tam anlamıyla 29 Nolu ILO
Sözleşmesi ile hayatımıza girmiş, burada zorla çalıştırma yasağının tanımı
yapılmakla kalmamış; aynı zamanda istisnaları da sıralanmak sureti ile bu
istisnalar dışında kalan hallerin, zorla çalıştırma olduğu böylece tespit
edilmiştir. Bu sözleşmede zorla çalıştırmanın temelde dış bir faktörden
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nda Öngörülen Mecburi Hizmet Süresi – Zorla Çalıştırma
Yasağı İlişkisi
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 5 Sayı:2 Yıl 2014 409
kaynaklanması gerektiği ve ceza tehdidinin etkisiyle kişinin istemediği bir
işte çalışması olduğu ifade edilmiştir. Devlete getirilen bu yasak, daha
sonra da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 4. maddesinde ve nihayet
1982 Anayasasının 18. maddesinde yer almıştır.
926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 112.
maddesinde de subay ve astsubayların, bu rütbeye naspedildikleri tarihten
itibaren 10 yıl geçmedikçe istifa edemeyecekleri ve kanunda belirtilen
istisnai haller hariç; her ne şekilde olursa olsun bu süre içinde Türk Silahlı
Kuvvetleri ile ilişiği kesilenlerin, öğrencilik dönemi de dâhil, kendisine
yapılan harcamalar ve eksik kalan yılın bedelinin toplam hesabına göre
belli bir miktar parayı ödemeleri zorunluluğu getirilmiştir.
İşte, acaba Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kendi iradesi ile girmiş,
subay veya astsubay naspedilmiş bir kişinin, belli bir süre geçtikten sonra
bu mesleğin kendine uygun olmadığına karar vermesi halinde, kendisine
yapılan masraflarla beraber ek diğer harcamaları geri ödemeyi göze alsa
dahi; kanunda görülen mecburi hizmet süresi doluncaya dek istifa etme
hakkının bulunmaması, bu kişinin zorla çalıştırılması anlamına
gelebilecek midir? Bu problematiki inceleyen çalışmamız, iki bölümden
oluşacaktır.
İlk bölümde zorla çalıştırma yasağı kavramının ne olduğu
açıklanacak, kendisiyle yakın anlamda kullanılan ancak bazı ince
farklılıklar taşıdığı diğer kavramlardan hangi yönleri ile farklı olduğu
mahkeme kararları ve mevzuat yorumlarıyla açıklanmaya gayret edilecek;
nihayet kronolojik bir sistematik takip edilerek, zorla çalıştırma yasağının
tarihi olarak hangi aşamalardan geçerek bu günkü halini aldığı
incelenecektir.
Çalışmamızın ikinci bölümünde ise; ilk kısımda ortaya
koyduğumuz yasağa ilişkin koşulların, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel
Kanunu m. 112 bakımından geçerli olup olmadığı araştırılacaktır.
Arş. Grv. Murat Buğra TAHTALI
410 İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 5 Sayı:2 Yıl 2014
I. ZORLA ÇALIŞTIRMA YASAĞI” KAVRAMI, BENZER
KAVRAMLARDAN FARKLARI VE TARİHÇESİ
A) ZORLA ÇALIŞTIRMA YASAĞI KAVRAMI
Zorla çalıştırma yasağı, gerek Anayasamızda, gerekse Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’nde ( AİHS ) yer almasına rağmen, her iki belgede de
bu kavramın tanımına yer verilmemiş, bu konudaki tek tanımlama, başka
bir uluslararası belgenin, Uluslararası Çalışma Örgütü ( ILO )
2
tarafından
kabul edilen 29 No’lu sözleşmenin 2. maddesinde “Herhangi bir kişinin
ceza tehdidi altında ve bu kişinin tam isteği olmadan mecbur edildiği tüm
iş veya hizmetler”
3
şeklinde yapılmıştır. Buradaki “ve” ibaresi dolayısıyla;
bir çalıştırma fiilinin zorla çalıştırma kapsamında değerlendirilebilmesi
için; hem çalıştırılan kişinin bu işi bırakması halinde bir ceza tehdidiyle
karşı karşıya kalması, hem de kişinin bu işi isteyerek yapmaması
şartlarının her ikisinin de bir arada bulunması gerekmektedir.
ILO Sözleşmelerinin 2. maddesinde “Zorla Çalıştırma Yasağı”
sadece tanımlanmakla kalmamış, aynı zamanda her iki şartı sağlamakla
beraber hangi hallerin bu yasak kapsamında sayılamayacağı da ifade
edilmiştir. Buna göre;
Mecburi askerlik hizmeti hakkındaki kanunlar gereğince
mecbur tutulan ve sadece askeri bir mahiyet taşıyan işlere
hasredilen bir çalışma veya hizmet;
Bizzat kendi kendini yöneten bir memleketin
vatandaşlarının olağan kamu hizmeti yükümlülüklerinin bir
parçasını teşkil eden bir iş veya hizmet,
Çalışma veya hizmetin bir kamu makamının nezaret ve
kontrolü altında icra edilmesi ve söz konusu ferdin özel
2
Türkçeye “Uluslararası Çalışma Örgütü” olarak çevrilen bu kuruluşun orijinal adı
“İnternationalLabourOrganization” şeklinde olup gerek ülkemizde gerekse dünyada bu
kuruluşun kısaltması ILO olarak kabul edilmekte, uluslararası bir kuruluş olan bu
örgütün üye devletlerle yaptığı sözleşmelere ise “ILO Sözleşmeleri” denmektedir.
Çalışmamızda da, orijinal adına sadık kalınarak; ilgili bölü mlerde bu sözleşmelerden
bahsedilirken, ILO Sözleşmeleri deyimi kullanılacaktır.
3
Bu tanım için bkz.
http://www.ilo.org/public/turkish/region/eurpro/ankara/about/ilo_29.htm, E.T. 30.01.2014.

To continue reading

Request your trial

VLEX uses login cookies to provide you with a better browsing experience. If you click on 'Accept' or continue browsing this site we consider that you accept our cookie policy. ACCEPT