The harmonization issiue of state surveillance with human rights and solution offers

AuthorR.Cengiz DERDIMAN, Nihal TATAROGLU
Pages247-293
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt:7 Sayı:1 Yıl 2016 247
DEVLET GÖZETİMİ İLE İNSAN HAKLARININ
UYUMLAŞTIRILMASI SORUNU
VE
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
R. Cengiz DERDİMAN*
Nihal TATAROĞLU**
Özet
Bu makalede özgürlü k ve güvenlik ilişkisi kameralar ile izlemeler bağlamında in-
celenmiştir. Son yıllarda Dünyada yaygınlaşan ve yoğunlaşan iç güvenlik sorunları nede-
niyle birçok devlet kameralar ile kamusal hayatın tüm alanlarını izleme eğilimine girmiştir.
Ancak, devlet tarafından yapılan izlemeler, doğası gereği özgürlükleri sınırlandırma ve
insan haklarını ihlal etme eğilimindedir. Güvenliğin özgürlükler aleyhine tercih edildiği
otoriter uygulamalara ilişkin tarihsel tecrübeler düşünüldüğünde konunun ne denli önemli
olduğu ortadadır. Güvenli bir yaşamın temini, devletin varlık nedeni ve asli görevidir.
Devletin güvenlik uygulamaları insanların özgürce yaşama idealleri için var olmalıdır.
Devletin temel organları eylem ve işlemlerinde "özgürlük karinesi"ni temel ilke olarak
benimsemelidir. Bu açıdan, izlemeler ile insan haklarının uyumlu kılınması hususu önem-
lidir. Bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), Avrupa İnsan Hakları Mah-
kemesi (AİHM) kararları ve 1982 Anayasası ilgili hükümlerinin devlet gözetimi ile ilgili
kısımları incelenmiştir. Ayrıca izlemeler ile insan haklarının uyumlaştırılması noktasında
çözüm önerileri sıralanmıştır.
Anahtar Kelimeler: gözetim, özel yaşama saygı hakkı, özgürlük-güvenlik denge-
si, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 1982 Anayasası.
THE HARMONIZATION ISSIUE OF STATE SURVEILLANCE WITH HUMAN
RIGHTS AND SOLUTION OFFERS
Abstract
In this article, liberty and security relationship has been examined in the context of
surveillancing with CCTV. In recent years due to internal security problems which have
been spreaded and concentrated worldwide many state tend to monitoring all areas of
public life. However the surveillancing by state inclines to limiting liberties and violating
human rights inherently. It is obvious that the importance of the subject considering the
historical experience that to sacrifice liberty and to form a ground for authoritanrianism for
*Prof. Dr., Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölü-
mü Öğretim Üyesi
** Öğr. Gör., Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Muğla Meslek Yüksekokulu Yönetim ve
Organizasyon Bölümü
DOI: 10.21492/inuhfd.239942
R. Cengiz DERDİMAN – Nihal TATAROĞLU
248 İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt:7 Sayı:1 Yıl 2016
state security. To provide with secure life is reason of state and its fundamental duty.
State’s security applications should be exist for people’s freely ideals of life. The govern-
ment main bodies must adopt "presumption of liberty" as the core principle in their action
and activity. From this point of view, it is so important issue that the surveillancing must
comply with the human rights. Therefore, the surveillance-related parts of European Con-
vention on Human Rigths, European Court of Human Rigths' d ecision and 1982 Constitu-
tion Act are analyzed. In addition, the solution offers about harmonization of survei llance-
human rights are listed.
Keywords: surveillance, balance between liberty and security, rigth to respect for
private life, European Convention on Human Rigths, 1982 Constitution Act.
Giriş
Bilindiği gibi özgürlükler insanlara bir lütuf olarak kendiliğinden
verilmemiştir. Batıda insan hakları, yönetilenlerin yönetenlerden uzun
mücadeleler sonucunda aldıkları ve siyasal iktidarlara karşı ileri sürebil-
dikleri haklardır. Bu hakların temel felsefesi insanların siyasal iktidar ve
diğer güçlere karşı korunmasının güvence altına alınmasıdır. Ancak, bu
hakların soyut niteliği, ölçütlerinin ve içeriklerinin yeterince belirli olma-
yışı, iktidarlar tarafından Anayasa ve kanunlara aykırı olarak, keyfi bir
şekilde kullanılmalarına da sebep olmaktadır. Oysaki insan haklarının
özünü, bu haklardan her birinin, diğerleriyle birlikte bir bütün oluşturma-
ları, biri olmaksızın diğerlerinin içeriğine uygun bir anlam taşımayacakları
ve bunların herhangi birisinden feragat edilemeyeceği ilkeleri oluşturmak-
tadır. Bu kapsamda “güvenlik hakkı”nın gereği olarak uygulanan politika-
ların insan haklarını önceleyen bir yaklaşımla ele alınması gerekmektedir.
Bu kapsamda güvenliği sağlama gerekçesi ile özgürlüklerin ve özel yaşam
hakkının ihlal edilmesi kabul edilemez.
Devletin, güvenliği sağlamak gibi toplum nezdinde kabul edilebilir
bir gerekçeyle kamusal alanlarda kamera ile yaptığı izlemelerin insan
haklarına uygunluğunun sağlanabilirliği sorunu bu çalışmanın konusunu
oluşturmaktadır. İlk bölümde güvenlik, kamu düzeni kavramları ve bunla-
rın özgürlükler ile ilişkileri açıklanmış, devletin bu olgulardaki işlevi sor-
gulanmış ve özgürlüklere ilişkin felsefi ve sosyolojik bakış açıları “göze-
tim kavramı çerçevesinde analiz edilmiştir. İkinci bölümde güvenlik
hakkının bir parçası olarak algılanan izlemelerin özel yaşam hakkı ve
özgürlüklerle ilişkisi hukuki açıdan sorgulanarak Türkiye'deki mevcut
durum değerlendirilmiştir. Son bömde "güvenlik hakkı"nın bir uzantısı
olarak değerlendirilebilecek izlemelerin insan hakları ile uyumu bakımın-
dan öneriler sıralanmıştır.
Devlet Gözetimi ile İnsan Haklarının Uyumlaştırılması Sorunu ve Çözüm Önerileri
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt:7 Sayı:1 Yıl 2016 249
Yukarıdaki bilgilerden anlaşılacağı gibi, suç teşkil eden bir olayın
soruşturulması için öngörülen teknik araçlarla takip ve benzeri adlî tedbir-
ler konu dışında tutulmuştur. Konumuz kapsamındaki incelemede işyerle-
rinin ve kamusal alanların kameralarla gözetlenmesi esas alınmıştır.
1. Güvenlik, Kamu Düzeni ve Özgürlük Kavramları ı-
sından Devlet
Güvenlik insanoğlunun var oluşundan beri önemli bir ihtiyaç ol-
muştur. Bireysel bir ihtiyaç olan güvenlik, insanların bir arada yaşar hale
gelmeleri ile birlikte kolektif bir nitelik kazanmış ve toplumsal sürdürüle-
bilirliğin temel unsurlarından biri olmuştur.
venlik ihtiyacı insan topluluklarının devleti kurmalarında gözet-
tikleri temel amaç ve argümanlar arasında yer almıştır. Bu konuda farklı
yaklaşımlar olmakla birlikte, devletin varlık sebebi ile güvenlik arasında
doğrudan bağlantı kuran önemli yaklaşımlar bulunmaktadır. Sosyolojinin
öncü İbn-i Haldun'a göre (Haldun,1982:271-276), insanların toplumsal
yaşama geçmeleri beslenme ve güvenlik ihtiyaçları doğrultusunda verdik-
leri akli kararlar ile olmuştur. İnsanlar kendileri dışındaki canlılara karşı
kendilerini savunmak için diğer insanlarla yardımlaşmak zorunda oldukla-
rını fark etmeleri neticesinde toplum halinde yaşamaya başlamışlar ve
akabinde tabiatları gereği insanların saldırma ve haksızlık yapma güdüsü-
ne karşı kendilerini birbirlerine karşı korumak için de bir otoriteye ihtiyaç
duymuşlardır.
Devletin meşruiyetini güvenlik arayışına dayandıran John Locke,
insanların doğa durumunda düzen içinde olduğunu, ancak bu düzenin her
bireyin kuralları çiğneyen kimseleri cezalandırma hakkını kendisinde
görmesi ile bozulduğunu belirtmektedir. Korku ve tedirginlik halinde olan
insanlar hayatlarını ve mülkiyetlerini birbirlerine ve sivil toplumun üyesi
olmayanlara karşı güvence altına almak ve birbirleriyle rahat, güvenlik ve
barışçı bir yaşam sürdürmek için anlaşarak siyasal toplum aşamasına
geçmişlerdir (Locke, 2012; 15,64).
Güvensiz ortamı ortaya çıkaran gelişmeler açısından yaklaşım fark-
lılıkları olmakla birlikte diğer toplumsal sözleşme teorileri de, Locke gibi
insanların güvende olma ihtiyacı ile ilk kez uzlaşma temelinde bir araya
geldiklerini ve kendilerini koruma görevini bir anlaşma ile kurdukları
devlete verdiklerini ifade etmektedirler. Bu konuda güvenliğe vurgu ya-
pan en meşhurunun, Hobbes’in “insan insanın kurdudur” deyişinden il-
ham alan ve toplumsal sözleşmenin güvenliği sağlamak için ihtiyaç oldu-

To continue reading

Request your trial

VLEX uses login cookies to provide you with a better browsing experience. If you click on 'Accept' or continue browsing this site we consider that you accept our cookie policy. ACCEPT