The crime of vagrancy

AuthorYrd. Doç. Dr. Fatih BIRTEK
Pages122-172
Yrd. Doç. Dr. Fatih BİRTEK
122 İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 5 Sayı:2 Yıl 2014
THE CRIME OF VAGRANCY
Abstract
Begging is a common social problem in daily life. Even in modern
societies, it is ubiquitous. In modern times, it has became an ancient
profession from being an immoral act.
Begging has several reasons, including economic, social, and
cultural. It will not be possible to fight with begging without dealing with
these factors. Two different legislations are implemented in the Turkish
Law to tackle begging. Firstly, begging as a minor offence. Secondly,
begging as a criminal offence.
Individiual begging is a minor offence in terms of Turkish Minor
Offences Act (Article 33). The crime of vagrancy is regulated within the
Turkish Penal Code (Article 229).
Both acts are distinguished in terms of begging style. Begging as a
minor offence, regulates individual begging. On the other hand, the crime
of vagrancy regulates begging via children or disabled people.
In our study, We will explain the cultural, social and economic
reasons of begging and its impact on society. Hereafter, we will scrutinize
to the elements of the crime of vagrancy within the article 229 of Turkish
Penal Code.
Keywords: The crime of vagrancy, begging, minor offence,
donation, monetary grand, poverty.
GİRİŞ
Dilenmek, “…toplumda yaşamını sürdürebilmek için sahip olması
gereken ekonomik imkânlara sahip olamadığı için veya aslında yoksul
olmadığı halde kendisini yoksul göstererek ihtiyaç hissettiklerini elde
etmek için ya da dilenmeyi bir hayat tarzı olarak benimsediği için,
ekonomik imkânı olanlardan söz, yazı veya davranışlarla para veya eşya
istemek olarak tanımlanmaktadır
2
.
2
Vatandaş, Celalettin, Dilenciler ve Dilencilik (Sosyolojik Bir Araştırma), Afyon
Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.4, S. 1 , Y. 2002, s. 170,171. Türk Dil
Dilencilik Suçu
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 5 Sayı:2 Yıl 2014 123
Dilencilik, insanlık tarihiyle yaşıt bir “meslek” olup; yer ve zaman
farkı gözetmeksizin hemen her toplumda görülen ve doğrudan insanların
merhametve vicdan duygularını istismar ederek menfaat elde etmeyi
temel ilke olarak benimseyen bir davranıştır
3
.
Dilenciliğin arka planında, muhtaç insanların toplumsal
dayanışmayla ihtiyaçlarının giderilmesi gibi makul bir gerekçe bulunsa
da; dilenenlerin büyük çoğunluğu için dilenmek, muhtaç olmak ile bunu
meslek haline getirip kolay yoldan hayatı devam ettirmek arasında ince bir
çizgiyi ifade eder hale gelmiştir
4
.
Dilencilik, kültürdeki iyinin ve iyiliğin kötüye kullanımı” olarak
kendini gösteren ve gelenekte zuhur eden bir “ur”dur
5
. Bu yönüyle
dilencilik ahlaki bir kötülüğü” de ifade etmektedir
6
. Karşısındaki insanın
merhamet damarını ortaya çıkarma, merhamet ve digergamlık hislerini
sömürmeyi amaç edinen, bunun için kendi çocuğunu ve –gerçekse-
bedensel engellerini/sakatlıklarını dahi araç olarak kullanmayı “meşru”
görebilen, bu yönüyle insan onurunu hiçe sayan bu “meslek”; mücadele
edilmesi gereken toplumsal bir sorun ve “utanç
7
haline gelmiştir.
Dilencilikle mücadelenin dini, sosyolojik, kültürel ve eğitim olmak
üzere çeşitli boyutlara olmakla birlikte, hukuki alanda da bu “vakıa/olgu
Kurumu’na göre dilenci, “Geçimini dilenerek sağ layan kimse”, “Israrla ve arsızca bir şeyi
isteyen kimse”; dilencilik ise, “sada ka istemek”, “Kendisini acındırarak bir kimseden bir
şey istemek olarak tanımlanmaktadır. Açıklama için bkz.
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&view=bts
3
Çelebi, s. 159.
4
Çelebi, s. 159; Tuna, Korkut/ Parin, Suvat, Kent Yaşamı ve Dilencilik: İstanbul
Dilencileri Üzerine Sosyolojik Bir Araştırma, Bir Kent Sorunu: Dilencilik Sempozyumu
(Sorunlar ve Çözüm Yolları) Tebliğler Kitabı, İstanbul 2008, s. 157.
5
Köktürk, Milay, Bir Bilinç Durumu Olarak Dilencilik, Bir Kent Sorunu: Dilencilik
Sempozyumu (Sorunlar ve Çözüm Yolları) Tebliğler Kitabı, İstanbul 2008, s. 409.
6
Walsh’a göre dilencilik, aylaklık türü nden bir suç olmakla birlikte, ahlaki bir bozulma
olup, çoğu ciddi suç tipiyle de ilişkili bir eylemdir. Ayrıntılı açıklama için bkz. Walsh,
Tamara, “Waltzing Matilda One Hundred Years Later: Interactions Between Homeless
Persons and the Criminal Justice System in Queensland' (2003) 25 Sydney Law Review p.
76 vd.
7
Munzer, Stephan R., “Beggars of God”, The Christian Ideal of Mendicancy, Journal of
Religious Ethics, Vol. 27, Iss. 2, Y. 1999, p. 305.
Yrd. Doç. Dr. Fatih BİRTEK
124 İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 5 Sayı:2 Yıl 2014
ile mücadele edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, Kabahatler
Kanunu’nun 32. maddesinde “dilenme” eylemi kabahat olarak
düzenlenmiş ve Türk Ceza Kanunu’nun 229. maddesinde de “dilendirme”
olarak tanımlayabileceğimiz eylem, suç olarak kabul edilmiştir.
Çalışmamızda, ilk olarak dilencilik suçunun meşruiyet temelini
oluşturması hasebiyle, toplumsal bir vakıa ve kadim bir meslek olarak
dilenciliğin tarihi gelişimi, sebepleri, dilencilerin kullandığı araçlar ve
dilenciliğin toplum açısından oluşturduğu tehlike ortaya konulacak daha
sonra, TCK m. 229 hükmünde düzenlenen dilencilik suçu, TCK’nin
benimsediği suç teorisi esas alınarak unsurları itibariyle incelenecektir.
1. TOPLUMSAL BİR VAKIA OLARAK “DİLENCİLİK”
Dilencilik, toplumun kendi dinamikleri sonucunda ortaya çıkmış
psiko-sosyal bir vakıadır. İnsanların zor durumda olan kimseleri,
içerisinde bulundukları müşkül durumdan kurtarmak adına ve
yardımseverlik ve digergamlık hislerinin baskın gelmesiyle iyilik
merkezli” bir eylem olarak ortaya çıkmış iken; zamanla muhatapları
(dilenciler) açısından “iyiliğin sömürülmesi” emeline dayanan kadim bir
meslek” halini almıştır
8
.
Dilenciliğin bu kadar kadim bir meslek haline gelmesi, bu olgunun
gündelik yaşamın doğal bir parçasıymış gibi, toplumun içine bizzat –
dilenciler tarafından- inşa edilmiş olmasından ileri gelmektedir
9
.
Dilenci, ümit eden bir bilinçle hareket ettiğinden, ümit
bittiğinde, dilenme de bitecektir
10
. Bu yönüyle dilenme yalın bir “isteme”
8
Munzer’a göre dilencilik, vicdana ve hislere hitap eden bir “hayat tarzı”dır. Munzer, p.
305.
9
Parillo, Vincent N./ Stimson, John/ Sitmson, Ardyth, Co ntemporary Social Problems,
Second Ed. New York 1989, p. 10.
10
Köktürk, s. 404. Dilencilik mesleğinin kaynağı ve bu mesleği sürdürülebilir kılan en
önemli etkenin to plumsal dinamikler olduğunu açıklayan en güzel örnek 1928 yılında bir
dilenci ile yapılan gazete mülakatında şu şekilde ortaya konulmuştur: “12 yaşındayken
babam ölmüştü, annem de hastalıklıydı. Mektebe gidemedim, zaten tembeldim, çalışmak
istemiyordum. Konu komşu halimize acıdılar, beni bir demircinin yanına çırak koydular. İş
zordu, koca körüğü körüklemekten göz açmaya vakit bulamıyordum. Aldığım gündelik,
yaşıma göre fena değildi ama durmadan dinlenmeden çalışmak gözümü yıldırmıştı. Annem

To continue reading

Request your trial

VLEX uses login cookies to provide you with a better browsing experience. If you click on 'Accept' or continue browsing this site we consider that you accept our cookie policy. ACCEPT