Rethinking International Security: Feminist Critiques in International Relations/Uluslararasi Guvenligi Yeniden Dusunmek: Uluslararasi Iliskiler Disiplininde Feminist Elestiriler.

AuthorAtmaca, Ayse Omur
PositionReport

Giris

Uluslararasi iliskiler'in egemen devletler arasindaki iliskileri inceleyen bir disiplin oldugu konusunda genel bir kani vardir. Disiplin, gecmisten bu yana eril terimler kullanarak sinirlarini cizmektedir. Ornegin guc, ustunluk kavramiyla tanimlanmistir, guvenlikse askeri dayaniklilik ve yok etme kapasitesiyle. (1) Uluslararasi Iliskiler'de boylesi bir yaklasim icerisinde kadinin ya da toplumsal cinsiyet iliskilerinin gorunur oldugunu soylemek cok guctur. Ne var ki kadinlar, devletlerarasi iliskilerin her zaman ayrilmaz bir parcasidir ve dunyanin en onemli sorunlari da toplumsal cinsiyet siyasetinden ayri bir sekilde dusunulemez.

1980'lerin sonundan itibaren Uluslararasi Iliskiler kuramlari (ilk kez Yosef Lapid'in 1989 yilinda terim olarak kullandigi sekliyle) ucuncu buyuk tartismanin icine girmistir. (2) Bu tartisma, kuramin dogasi hakkinda sorular sorarken ayni zamanda kuram ve pratik arasindaki iliskileri de sorgulamaya baslamis, dolayisiyla yeni kuramlara ve yaklasimlara da zemin olusturmustur. Feminist Uluslararasi Iliskiler kurami da tum bu tartismalar yapilirken geleneksel Uluslararasi Iliskiler kuramlarina onemli bir elestiri olarak ortaya cikmistir. Bu elestirinin ilk etkileri "temel aktor" olarak kabul edilen devletin analizi, uluslararasi ekonomi politik ve uluslararasi guvenlik gibi disiplinin temellerine yonelik tartismalar uzerinde olmustur. (3) Bu ve benzer tartismalarin artmasinin ardindan 1990 yilinda Uluslararasi Calismalar Dernegi'nde (International Studies Association) Feminist Teori ve Toplumsal Cinsiyet Calismalari bolumu acilmis, daha sonra da benzer bir bolum Ingiliz Uluslararasi Calismalar Dernegi'nde (British International Studies Association) hayata gecirilmistir. On bes yili askin bir suredir Uluslararasi Iliskiler disiplini icerisinde toplumsal cinsiyet calismalari hizla artmis ve bunun bir sonucu olarak da gunumuzde feminist Uluslararasi Iliskiler kuramlari uzerine genis bir literatur olusmustur. Bu literaturun bir parcasini da guvenlige dair calismalar olusturmaktadir.

Farkli geleneklerden ve paradigmalardan gelen feminist Uluslararasi Iliskiler kuraminin icinde liberal, radikal, Marksist, sosyalist, post-modern, post-kolonyal, deneysel feminizm ve durus feminizmi (stand-pointfeminism) gibi farkli yaklasimlar mevcuttur. Genel olarak deneysel ve liberal feministler ortak bir paydada bulusurken, durus feminizmi, radikal, Marksist ve sosyalist feministler de soylemlerinde benzerlik gostermektedirler. (4) Kuram icindeki farkli ontolojik ve epistemolojik yaklasimlarina ragmen feministler, "guvenlik politikalari ile kimin guvenligi saglaniyor?" ortak sorusundan yola cikarak guvenlik kavraminin anlamini sorgularlar.

Geleneksel Uluslararasi Iliskiler kuramlarinda "guvenlik" kavrami genelde savas ve baris, daha ozelde de askeri strateji konulariyla iliskilendirilir. (5) Bu acidan bakildiginda, disiplinin guvenlige dair temel varsayimlarinin "devletler, siyasi toplulugun uyelerini devlet sinirlari disindaki tehlikeli, yabanci alanlardan kaynaklanan tehditlerden korurlar ve guvence altina alirlar" (6) onermesi uzerine kuruldugunu soylemek mumkundur. Feministler, bu bakis acisiyla ele alinan guvenlik kavramini bir "yanilgi" olarak nitelendirirlerken, butuncul olarak her uluslararasi olaya/ihtimale uygulanabilen ve mukemmel bir sekilde kontrol edilebilen bir guvenlik politikasinin mumkun olup olmadigini tartismislardir. Bu cercevede feminist yaklasimlar gerek guvenlik tanimlari gerekse de guvensizligi nasil acikladiklari ile geleneksel Uluslararasi Iliskiler kuramlarindan ayrilirlar. Bu baglamda, bu calismanin temel amaci, feminist yaklasimlarin guncel uluslararasi guvenlik sorunlarini anlamada sundugu yeni yollari incelemektir.

Feminist Uluslararasi Iliskiler literaturunun kapsayici incelemeleri Turkce yazinda yakin donemde gorulmeye baslanmistir. (7) Bu makalede, Uluslararasi Iliskiler disiplini icerisinde baslica konulardan biri olan "guvenlik" boyutuna odaklanilacak ve feminist yaklasimlarin--birbirlerinden ayrismalarina ragmen--sunduklari alternatif bakis acisi irdelenecektir. Bu baglamda, mevcut calismalardan farkli olarak Birlesmis Milletler (BM) Guvenlik Konseyi'nce 2000 yilinda kabul edilen, toplumsal cinsiyet ve kadinlarin baris ve catisma sonrasi sureclere dahil olmasi acisindan bir mihenk tasi niteliginde olan 1325 sayili kararin kuresel yonetime yansimalari ile degisen guvenlik anlayisi cercevesinde insan guvenligi nosyonunun bir ciktisi olan "Koruma Sorumlulugu" (Responsibility to Protect, R2P) kavramina yonelik feminist elestirilere odaklanilarak daha ozelde Uluslararasi Iliskiler disiplininin ataerkil modeller temelinde yapilandirilmis oldugu vurgulanacak ve feminist perspektifin katkisi insan guvenligi baglaminda orneklendirilecektir. Bu sayede, mevcut feminist literatur hem detayli bir sekilde guvenlik perspektifinden incelenecek, hem de insan guvenligi kapsaminda, R2P ornegi cercevesinde irdelenerek Turkce literaturde noksan olan bir alana katki yapilacaktir.

Bu calisma iki ana kisimdan olusmaktadir. Ilk kisimda, feminist kuramin realist ve neo-realist kuramlarin guvenlik kavramini ele alislarina dair elestirilerine bakilacaktir. Ikinci kisimda ise donusen guvenlik anlayisinin yansimalarindan Karar 1325 ve insan guvenligi ekseninde yapilandirilmis olan R2P anlayisinin feminist elestirileri irdelenecek ve kavramsal duzlemde hukum surmekte olan ataerkil bakis acisi uzerinden feminist perspektifin katkisi orneklendirilecektir.

Feminizm, Uluslararasi Iliskiler ve Guvenlik

Guvenlik kavramini ve bu kavramin feminist bakis acisiyla yeniden yorumlanmasini tartismadan once feminizmin Uluslararasi Iliskiler disiplinindeki yerine ve temel varsayimlarina deginmekte fayda vardir. Genel anlamda, feminist dusuncenin iki temel varsayimi oldugunu soylemek mumkundur. Bu varsayimlardan ilki kadinlarla erkeklerin birbirlerinden farkli oldugu, ikincisiyse kadinlar ve erkekler arasinda bariz ve tarihsel bir esitsizlik bulundugudur. (8) Yakin bir doneme kadar erkekler karar verme mekanizmalarina hukmetmis, bu surecte kadinlar toplum icerisinde haneyi ilgilendiren konular haricindeki kurumlardan dislanmislardir. Benzer bir durum yerel sistemler icin oldugu kadar uluslararasi sistem icin de gecerlidir. Zaman icerisinde dunyada kurumsallasan bu erillik tahayyulu, iktidarda olan erkekler tarafindan da desteklenerek verili, dogal ve evrensel bir durum olarak tanimlanmaya baslanmistir. Feminizm temel olarak boylesi bir anlayisa karsi cikar. Kadinlarin erkeklerden farkli olduklarina deginen feministler bu nedenle kadinlarin daha farkli hayatlari ve dunya tahayyulleri oldugunu one surerler. Dolayisiyla, feministlere gore dunya nufusunun yarisindan fazlasini olusturan kadinlarin dusuncelerinin, deneyimlerinin ve bilgilerinin marjinallestirilmesi bu anlamda buyuk bir adaletsizliktir.

Feministlerin bu noktada altini cizdikleri bir diger onemli husus da cinsiyet (sex) ve toplumsal cinsiyet (gender) kavramlari arasindaki farktir. Joan Scott toplumsal cinsiyeti, cinsiyetler arasinda "algilanan farkliliklar" temelinde sosyal iliskilerin kurucu bir unsuru ve iktidar iliskilerini belirten temel bir yol olarak tanimlar. (9) Genel olarak feministler, toplumsal cinsiyeti guc, otonomi, akilcilik ve kamusal alan gibi kavramlari iceren, sosyal ve kulturel olarak insa edilmis bir degiskenler kumesi olarak ele alirlar. (10) Diger taraftan, bu kavramlarin karsit anlamlilarinin--zayiflik, bagimlilik, duygusallik ve ozel alan--disil olmakla iliskilendirildigini gozlemlerler. (11)

Buna gore, sosyal bir insa urunu olan eril ve disil kavramlari anlamsal acidan birbiriyle yakindan iliskilidir ve geleneksel olarak hem kadinlarin hem de erkeklerin eril niteliklere daha pozitif bir anlam ve deger yukledigi gorulmektedir. Diger bir deyisle, toplumda "gercek bir erkek" olmak "kadinsal zayifliklar" gostermemek demektir. 1980'li yillarda Ingiltere Basbakani Margaret Thatcher'in "Demir Leydi" olarak nitelendirilmesi ya da "erkek gibi" bir politikaci olarak tasvir edilmesi bu soylemin orneklerindendir. Esasen, bircok feministin de gozlemledigi uzere hem kadinlarin hem de erkeklerin uluslararasi siyaset dunyasinda basarili olabilmeleri icin bu eril niteliklere sahip olmalari gerektigi dusunulmektedir. Bu nedenle, Jane Flax'in de belirttigi gibi, "Feminizm kadinlarin aktivitelerini yeniden kazanmak ile ilgiliyken ayni zamanda bu aktivitelerin icinde bulundugu sosyal iliskilerin nasil sekillendiginin de farkinda olmak durumundadir." (12) Dolayisiyla, toplumsal cinsiyet kavrami sadece kadinlarla ve disilikle ilgili degil, ayni zamanda erkeklerle ve erillikle de ilgilidir.

Uluslararasi Iliskiler terminolojisine bakildiginda, disiplinin agirlikli olarak egemen devletler arasindaki iliskilerle ilgilendigini soylemek mumkundur. Dolayisiyla uluslararasi politikaya, kadini uluslararasi iliskilerin yuksek siyasetinde gorunmez kilan erkek siyaset uygulayicilari (akademisyenler, ulusal siyaset yapicilari, vb.) ve ataerkil yapilar (devlet gucu, ulusal guvenlik, egemenlik, realpolitik, askeri kapasite, vb.) hukmetmektedir. Bu nedenle, feministlerin boylesi akademik soylemlere karsi elestirileri ve sunduklari alternatif yaklasimlar Uluslararasi Iliskiler alaninda yapilan feminist calismalarin temelini olusturmustur.

Feministler, oncelikli olarak kadinlarin sosyal ve siyasi hayatin her alaninda ozgurlestirilmeleri gerektigini savunurlar. Feminist Uluslararasi Iliskiler calismalarinin onculerinden olan Jean Bethke Elshtain, Cyntia Enlo e ve Ann Tickner da eserlerinde bunu hedeflemisler ve erkeklerin deneyimlerinin evrensel bir bakis acisi olarak kabul edilmesine karsi cikarak kadinlarin Uluslararasi Iliskiler calismalarina dahil edilmesi gereken bilgi, bakis acisi ve deneyime sahip oldugunu savunmuslardir. (13) Zaman icerisinde Christine Sylvester, Fiona Robinson, V. Spike Peterson, Charlotte Hooper, Marysia Zalewski, Jane Parpart, Marianne Marchand, Jan Jindy Pettman, Anne Sisson Runyan, Jill Steans ve Sandra Whitworth gibi...

To continue reading

Request your trial

VLEX uses login cookies to provide you with a better browsing experience. If you click on 'Accept' or continue browsing this site we consider that you accept our cookie policy. ACCEPT