Namik Kemal's Theory of The State and System of Governance Model That Ensures The Continuity of The State

AuthorSabahattin NAL
Pages633-649
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi İnÜHFD 10(2): 633-649 (2019)
Namık Kemalin Devlet Kuramı ve Devletin Sü rekliliğini Sağlayacak Yönetim Biçimi
633
NAMIK KEMAL’İN DEVLET KURAMI VE DEVLETİN SÜREKLİLİĞİNİ
SAĞLAYACAK YÖNETİM BİÇİMİ
NAMIK KEMALS THEORY O THE STATE AND SYSTEM OF GOVERNANCE MODEL THAT
ENSURES THE CONTINUITY OF THE STATE
Sabahattin NAL
*
https://doi.org/10.21492/inuhfd.637295
Makale Bilgi
Gönderilme:23/10/2019
Kabul: 05/12/2019
Özet
Osmanlı tarihinin ilk muhalefet hareketi Yeni Osmanlıların en önemli mensuplarından
biri olan Namık Kemal'in ele aldığı temel sorun, d
öneminin hemen tüm aydınları gibi,
Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu gerilemeden nasıl kurtulacağıydı. Bu soruna
çözüm ararken Batılışünürlerden beslenmiş, Batı devletlerinin yönetim biçimlerini
incelemiştir. Araştırmalarından ulaştığı sonuca göre, İ
bn Haldun'un savının aksine,
devletlerin yıkılması bir kader değildir. Devletler doğanın gereklerine uygun yönetilirse
sonsuza kadar yaşayabilirler. Doğanın gereklerine uygun yönetimden anladığı ise şeriat
üzerine bina edilmiş bir yönetimdir. O, şeriatla d
oğal hukuk arasında bir ilişki kurmuş,
hatta bunların aynı şeyler olduğunu düşünmüştür. Ona göre şeriat ve doğal hukuk, güçler
ayrılığına dayanan bir yönetim biçimini gerektirmektedir. Zaten İslam tarihine, Osmanlı
tarihine bakılırsa meşveret usulünün geçe
rli olduğu görülür. Osmanlı Devleti, bu
yönetim anlayışından uzaklaştığı, tüm yetki t ek elde toplandığı için gerilemiştir. Ona
göre bu durumdan kurtulmanın yolu, doğanın gereklerine uygun olan meşruti
yönetimden geçmektedir. Böylece Namık Kemal, devletin k
urtuluşu ve devamlılığı için
aradığı çözümü, Osmanlı’nın mevcut yönetim biçiminde yapılacak değişiklikte
bulmuştur. Yaşadığı dönemde Batı’da uygulanan yönetim biçimlerinden esinlenerek,
Osmanlı’yı içinde bulunduğu kötü durumdan kurtaracağınışündüğü, güç
ler ayrılığı
esasına dayanan bir yönetim biçimi geliştirmiştir.
Anahtar Kelimeler
Yeni Osmanlılar,
Namık Kemal,
Güçler Ayrılığı,
Devlet,
Yönetim Biçimi.
Article Info
Received: 23/10/2019
Accepted: 05/12/2019
Abstract
Namık Kemal is one
of the most significant representatives of the Young Ottomans, the
first opposition movement in Ottoman history. Just like his fellow intellectual
contemporaries, his main concern was saving the Ottoman state from its downfall. When
looking f or solutions,
he was influenced by Western thinkers and looked into
government systems of Western states. He concluded that, contrary to Ibn Khalduns
theory, states are not destined to collapse. As long as states are governed according to
natures rules, they can last
forever, and such government means compliance with the
shariah.
Namık Kemal not only made a connection between natural law and the shariah,
but he also believed they were the same. According to Kemal, the shariah and natural
law necessitate separation of powers, as demonstrated by the Shura principle in Islamic
and Ott
oman history. He argues that the decline of Ottomans is due to abandoning this
government principle and assembling all power with the Bab-
i Ali ( the Sublime Porte).
In order to save the Ottoman state, the parliamentary system must be instated, as
necessitated by natural law.
Namık Kemal believed that the salvation and the
continuation of the state depend on t he government system. Influenced by the Western
government systems of his time, he developed a government system embracing the
separation of powers which he believed would save the Ottoman state.
Keywords
Young Ottomans,
Namık Kemal,
Division of Powers,
Government,
Government System.
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır
* Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi, Hukuk Fakü ltesi, Genel Kamu Hukuku ABD. senal79@hotmail.com
https://orcid.org/0000-0002-2260-6746
Inonu University Law Review InULR 10(2): 633-649 (2019)
Sebahattin NAL
634
I. GİRİŞ
Bu çalışmada, Tanzimat’ın eleştirisi olarak doğan, sonraları bir muhalefet hareketine
dönüşen1 Yeni Osmanlılar Cemiyetinin en önemli mensuplarından biri olan Namık Kemalin
devletin doğuşuna ve Osmanlı Devletinin içine düşş olduğu durumdan, gerilemeden nasıl
çıkacağına ilişkin görüşleri incelenmektedir. Namık Kemal ve arkadaşları, Tanzimatçılar’ın
sömürü olgusunun farkında olmadıklarını, bir üst tabaka meydana getirdiklerini, şeriatı
unutmak suretiyle kendi kültürlerini kösteklediklerini, Batı’nın özünü oluşturan özgürlükçü ve
parlamenter eğilimleri anlamayan, yüzeysel anlamda Batılı olduklarını ileri sürmüşlerdir.2
Onlara göre, Tanzimat ve Islahat Fermanları, Avrupa devletlerinin Osmanlı’nın içişlerine
karışmasının yolunu açmış, Osmanlı topraklarında yaşayan milletlerin birbirine düşmesine
neden olmuştur.3 Devletin kurtulabilmesi için adı geçen fermanlarda yer alanlardan daha köklü
önlemlere başvurulmalıdır. Bunların başında da mutlak monarşiden meşruti monarşiye
geçilmesi gelmektedir. Osmanlı, ancak böyle kurtulabilir ve varlığını devam ettirebilirdi.4 Bu
köklü değişiklik isteğinin bir gereği olarak içinde yaşadıkları dönemde topluma egemen olan
uyuşukluğa karşıydılar.5 Mardin, onların bu tutumunu toplumsal seferberlik, onları da
toplumsal seferberci olarak nitelendirmiştir.6 Aslında siyasal düşüncelerde bu seferberlik
isteği, yalnız Osmanlı’da değil, neredeyse çağdaş ulusçuluğun ortaya çıktığı her yerde
karşılaşılan bir davranış biçimidir. Gellnera göre bunun nedeni, modern merkeziyetçi devletin
merkeziyetçiliği sağlamaya çalışmasının yöntemlerinden biri, yerel kültürler yerine ulusal kültür
geliştirme isteğidir. Bu da genellikle yeni bir ulusal eğitim ve onunla koşut yürüyen yeni bir
kültür sistemi yaratılarak sağlanmaya çalışılmıştır.7
Yukarıda da belirtildiği üzere, Yeni Osmanlı hareketinin en önemli mensuplarından biri
olan Namık Kemal, 1840ta Tekirdağ’da doğmuştur. Babası müneccimbaşı Mustafa Asım
Beydir. Buradan saray ile yakın ilişkiler içinde olan bir aileye mensup olduğu anlaşılmaktadır.
Bir süre Beyazıt ve Valide ştiyesinde eğitim görmüş, dedesinin görevi dolayısıyla
bulunduğu Karsta bir din adamından dersler almıştır.8 Bununla beraber düzenli bir eğitim
aldığını söylemek güçtür. Önce gümrük memuru olarak çalışmış, daha sonra Tercüme Odası
kalemine girmiştir. Bu arada Tasvîr-i Efkâr gazetesinde yazmaya başlamıştır. 1867 yılında
Parise gitmiş, orada Ziya Paşa ile birlikte Hürriyet gazetesini çıkarmıştır. Avrupayı iyi
bilenlerin sayısının az olduğu bir dönemde Namık Kemal, Avrupada kısa sayılacak bir süre
kalmasına karşın Batı’yı iyi ve kötü yanlarıyla tanıma olanağı bulmuştur.9 Bu sayede Batı ve
Doğu dünyası arasındaki farkları, onların birbirleriyle ilişkilerini ve yan yana yaşayabilme
olanaklarını aramış, bu konularda yazılar yazmıştır.10
1 ÖZKAN, Kenan/GÖKGÖZ, Gökhan: “İmparatorluktan Ulus Devlete Geçiş Sürecinde Namık Kemalin Düşünce
Dünyası”, Belgi, 8 (Yaz 2014/ II), s.1085; KARPAT, Kemal H.: İslam’ın Siyasallaşması, İstanbul Bilgi Üniversitesi
Yayınları, İstanbul 2004, s.xviii; YETİM, Fahri: Modern Bir Aydın Hareketi Olarak Yeni Osmanlılar ve İslam
Dünyası”, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Nisan 2015, 34, s.9;
MARDİN, Şerif: Osmanlı Bakış ısından Hürriyet, Çeviren: Mehmet Özden, Türk Modernleşmesi, Der.:
Mümtazer Türköne/Tuncay Önder, İletişim Yayınları, İstanbul 1994, s.118; KARPAT, Kemal H.: Osmanlıdan
Günümüze Asker ve Siyaset, Timaş Yayınları, İstanbul 2010, s.42.
2 MARDİN, Şerif: Batıcılık, Türk Modernleşmesi, s.13-14.
3 BERKES, Niyazi: Türkiyede Çağdaşlaşma (Çağdaşlaşma), Doğu-Batı Yayınları, İstanbul 1978, s.284.
4 BERKES: Çağdaşlaşma, s.284. Anayasal bir düzen yalnızca Müslüman Osmanlı tebaası için adil bir yönetimin
sağlanması için değil aynı zamanda Hıristiyan tebaanın korunması bahanesiyle Rusyanın Osmanlı’nın içişlerine daha
fazla karışma ihtimalini önlemek için de gerekliydi. Anayasal bir düzen aynı zamanda Avrupayı Osmanlı
yönetiminin adilliğine ikna ederdi. ŞEYHUN, Ahmet: Said Halim Paşa: Osmanlı Devlet Adamı ve İslamcışünür
(1865-1921), Çeviren: Derya Göçer, Everest Yayınları, İstanbul 2010, s.28.
5 KAPLAN, Mehmet: Nabi ve Orta İnsan Tipi, İÜ, Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, XI, Aralık,
1961. 2-44; MARDİN: Tanzimattan Sonra Aşırı Batılılaşma, Türk Modernleşmesi, s.58. Namık Kemale göre, bu
dönemde toplum, işlerin diğerleri tarafından yapılmasını bekleyen üşengeç ve tembel kişilerden oluşmaktaydı. Bunun
nedei, toplumun susturulmuş olmasıydı. Bkz. AYDIN, Mithat: Namık Kemalde Terakki ve Maarif Düşüncesi, AÜ,
DTCF Dergisi, 2(53), 2013, s.459.
6 MARDİN, Tanzimattan Sonra Aşırı Batılılaşma, s.57-58.
7 MARDİN: 19. Yüzyılda Düşünce Akımları ve Osmanlı Devleti, Türk Modernleşmesi, s.89; GELLNER, Ernest:
Uluslar ve Ulusçuluk, Çevirenler: Büşra Ersanlı Behar-Gülay Göksu Özdoğan, İnsan Yayınları, İstanbul 1992.
Özellikle bkz. s.63-78.
8 SUNGU, İhsan: Namık Kemal (1840-1888), Maarif Matbaası, İstanbul 1941, s.3.
9 BAYKAL, Bekir Sıtkı: Namık Kemale Göre Avrupa ve Biz, Namık Kemal Hakkında, Vakit Matbaası, İstanbul
1942, s.190.
10 BAYKAL, s.190; PERİN, Cevdet: Namık Kemal ve Fransız Edebiyatı”, Namık Kemal Hakkında, s.130.

To continue reading

Request your trial

VLEX uses login cookies to provide you with a better browsing experience. If you click on 'Accept' or continue browsing this site we consider that you accept our cookie policy. ACCEPT