IN IURE AND EXTRA LEGEM GENEALOGY OF ADULTERY

AuthorRabia SAGLAM
Pages287-302
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi – İnÜHFD 11(1): 287-302 (2020)
Zinanın Hukuk-İçi ve Hukuk-Dışı Soykütüğü
287
ZİNANIN HUKUK-İÇİ VE HUKUK-DIŞI SOYKÜTÜĞÜ
IN IURE AND EXTRA LEGEM GENEALOGY OF ADULTERY
Rabia SAĞLAM*
Makale Bilgi
Gönderilme: 06/05/2020
Kabul: 03/06/2020
Özet
“Gayrı meşru cinsel ilişki” anlamına gelen zina, ataerkil sembolik düzende düzenleyici bir
normdur. Makalede ataerkil s embolik düzen kavramını Butler’ın düşüncelerine atıfla
tartışacağım. Butler, ensest yasasına dayanan Lévi-S trauss’un ve Lacan’ın yapısalcı
söyleminin toplumsal/sembolik normların evrensel ve ideal biçimi olarak formüle
edildiğini belirtir. Bu evrensel yapıdaki ortak nokta, eşit ve özerk kadın özneye yer
olmamasıdır. Diğer ifadeyle, kadın özne ataerkil se mbolik düzende ikincil konumdadır.
Ataerkil sembolik düzen normlarının ve zinanın toplumsal/sembolik anlamının hukuki
norm ve yorumları şiddet edimleriyle içerden ve dışarıdan etkilediğini açıklayacağım.
Cover’ın “hukuki şiddet”, Fricker’ın “epistemik adaletsizlik” kavramlarını analiz ederek,
common-law’da zina tarihine kısaca değinerek zinaya ilişkin hukuki norm ve yorumları
eleştirel bir şekilde ele alacağım. Zina normu Türkiye’de özel boşanma nedeni olarak
Medeni Kanunda düzenlenmiştir. Dolayısıyla hukuki şiddetin Türkiye’deki zina
yargısıyla nasıl etkileşim içinde olduğunu ayrıntılı bir şekilde tartışmak gerekir. Türkiye
Aile Mahkemelerinin ve Yargıtayın zinaya ilişkin kararlarını inceleyerek, kusur-temelli
boşanma sürecinde yargısal kararların nasıl yorumlandığını ve kadın öznelere hu kuki
şiddetin nasıl icra edildiğini göstermeye çalışacağım. Yargıtayın yerleşik içtihadına göre,
boşanma davalarında tazminatın ve evlilikle ilgili kazanım miktarının belirlenmesi
açısından kadın eşin zinası kocanın aile-içi şiddetinden daha ağır kusur kabul
edilmektedir.
Anahtar Kelimeler
Zina,
Ataerki,
Hukuki Şiddet,
Zina Yargısı,
Türkiye Aile
Mahkemeleri,
Yargıtay.
Article Info
Received: 06/05/2020
Accepted: 03/06/2020
Abstract
Adultery, which means “illegitimate sexual intercourse”, is a regulative gender norm in
the patriarchal symbolic order. In this article, I will discuss the concept of patriarchal
symbolic order through a reference to Butler’s thesis. Butler argues that Lévi-Strauss’ and
Lacan’s structuralist discourse, bases on the incest law, are formulated as a universal and
ideal form of social/symbolic norms. The common point of this universal structure is that
there is no room for an equal and autonomous female subject. In other words, the female
subject has a subsidiary position in the patriarchal symbolic order. I will explain that the
patriarchal symbolic order norms and the social/symbolic meaning of adultery internally
and externally affect the legal norms and interpretations through acts of violence. I will
critically debate on legal norms and interpretations of adultery by analyzing Co ver's
concepts of “legal violence” and Fricker’s “epistemic injustice” by briefly mentioning the
history of adultery in common-law. In Turkey, adultery is regulated as a specific reason
for divorce in the Civil Code. Thus, it is necessary to argue on the ways of interaction
between the legal violence and the jurisprudence on adultery in Turkey. I will try to put
forward the ways of interpretation of judicial decisions in the fault-based divorce pro cess
and subjection of women to legal violence by examining Turkish Family Court’s and
Supreme Court’s precedents on adultery. While determining the amount of the
compensation and the share of intra-marital acquisitio ns in divorce cases, the Supreme
Court firmly considers adultery of the wife as a gross fault, even more than domestic
violence of the husband.
Keywords
Adultery,
Patriarchy,
Legal Violence,
Jurisdiction
of Adultery,
Turkish Family Courts,
Supreme Court.
“Bu günahın çok geniş bir ailesi var, aynı zamanda güçlü müttefikleri ve ilişkileri var; hem bunu
kökünden kesip atmak da imkânsız aziz peder (Shakespeare, Kısasa Kısas, s.70).
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır
* Dr. Öğr. Üyesi, Kocaeli Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi ABD. Zina ile ilgili mahkeme kararlarını
tarayarak işimi kolaylaştıran yüksek lisans öğrencim Ayşe Nur Kaya’ya teşekkür ederim.
Inonu University Law Review InULR 11(1): 287-302 (2020)
Rabia SAĞLAM
288
I. GİRİŞ
Bu makale, zinanın
hukuk-içi ve hukuk-dışı soykütüğünü irdeleyerek kadının hukuk
önünde özerk bir özne statüsünde tanınmadığını göstermeyi amaçlamaktadır. Makalenin iddiası,
ataerkil sembolik düzen normlarının (hukuk-dışı soykütük), zinaya ilişkin yasalara ve yorumlara
(hukuk-içi soykütük) yansıyarak hukuki şiddeti kurumsallaştırdığıdır. Makalede, hukuk-dışı
soykütüğü açıklamak için -yapısalcı antropoloji ve dilbiliminin ensest yasağını temel alan
anlatısı-, Judith Butler’ın post-yapısalcı argümanlarına başvurulacaktır. Kadının, toplumsal
cinsiyet düzenlemelerinde ve Lévi-Strauss’un “kültürel” (babasoyuna dayanan akrabalık
ilişkileri), Lacan’ın “sembolik” (fallusmerkezli eril özneyi merkeze alan) örgütlenme modelinde
“tabi” ya da “ikincil” konumlandırılışını ‘ataerkil sembolik düzen’ kavramıyla açıklıyorum.
Makalenin iddiasının izinin sürülebilmesi açısından ataerkil sembolik düzen kavramını biraz daha
açalım.
Ataerki, antropolojik ve sosyolojik açıdan, babasoyluluk, kadının koca evine gelin gitmesi,
mirasın erkek üzerinden intikali, erkek otoritesi gibi toplumsal kurumlar ve adetlerle ilgili bir
kavramdır.
Buna göre ataerkil sembolik düzeni, kültürel farklılıklara rağmen eskil ve modern
toplumlarda, iktidar, dil, ahlaki ve bilimsel otorite, iş bölümü, siyasal egemenlik ve mülk
üzerindeki sahiplik, kontrol ve denetimin toplumsal cinsiyet normlarına ya da ritüellerine göre
kurulması, yorumlanması, kurumsallaşması şeklinde tanımlıyorum. Kate Millett Cinsel Politika
kitabında, Weber’in ataerki kavramından yola çıkarak, kadının erkek karşısındaki eşitsiz
toplumsal rolünü ataerkil ilişkiler üzerinden açıklar. Millett’e göre ataerkil düzen, erkeğin egemen
olduğu ailede başlayıp toplumsal düzene yayılan, erkek iktidarının aile-merkezli kuramıdır.
Ataerkil ilişkiler kadın üzerindeki tahakkümün farklı toplumlarda çeşitli biçimlerde sürmesinin
nedenidir.
Ataerkil düzen, eril tahakkümü toplumsal alanda olağanlaştırırken sembolik anlamıyla
da normalleştirir. Bourdieu’nun deyişiyle, “toplumsal düzen, amacı, üzerine temellendiği eril
tahakkümü tasdik etmek olan devasa bir sembolik makine gibi işler.”
Toplumsal düzende eril tahakkümün sembolik işleyişi, kadının özerk özneliğini tanımayan
çeşitli toplumsal cinsiyet normlarının dolaşıma sokulmasına bağlıdır. Butler’ın “toplumsal
cinsiyetin edimsel yorumu”, ataerkil sembolik düzende kadının özerk özneliğinin tesis edilmesi
açısından yol gösterici bir argümandır. Butler’a göre, kadının kurucu ve üretici bir özne olmasının
imkânı, tam da kadınlığı inşa eden toplumsal/sembolik düzenin kendisinde bulunabilir.
Butler,
toplumsal cinsiyetin edimsel yorumunun –kadının kurucu ve üretici bir özne olmasının- anlamını
ve yöntemini açıklar: “Gösterenin tarihselliğinin yeniden işlenmesi.”
O halde kadın gösterenini
zina yasaları ve yorumları ile ilişkilendirmek, farklı toplumsal/hukuki normları ‘aynılık’
sahasında toplayarak yeniden işlemek anlamına gelir. Böylelikle makalenin eleştirel duruşu da
ayırt edilebilir: Kadının özerk özneliğine, hukuk normunda ve yorumunda yer açmak. Kadın
göstereninin tarihsel sürekliliğini göstermek için farklı toplumsal cinsiyet normlarından –
toplumsal/hukuki normlar- örnekler verelim.
Antik Yunanda, nüfus kontrolü, mirasın bölünmesini engelleme ya da geçim sıkıntısı gibi
gerekçelerle ailelerin yeni doğmuş çocuklarını öldürmeleri ya da terk etmeleri yaygın bir
‘toplumsal norm’dur. Ailelerin, öldürmeyi ya da terk etmeyi uygun gördükleri çocuklar ise kız
Zina, Arapça zyn kökünden türetilmiş “gayrı meşru cinsel ilişki” anlamına gelir. İbranice, Aramice/Süryanice
dillerinde aynı anlamda kullanılan kavramın soykütüğü, tek/çok tanrılı dinlerin ve dillerin boy gösterdiği belirli bir
coğrafyaya aittir. İbranice zana; zina etmek, Aramice/Süryanice; zanita fahişe anlamına gelir.
https://www.etimolojiturkce.com/kelime/zina (Erişim: 20.04.2020).
EMBER, Carol R./EMBER, Melvin: Encyclopedia of Sex and Gender, Springer, 2014, s.xxix.
Ataerki kavramının ve feminist kuramların kısa bir özeti için; GÜNEŞ, Fatime: “Feminist Kuramda Ataerki
Tartışmaları Üzerine Eleştirel Bir İnceleme”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 27/2, 2017. Ataerki kavramını
Weber, geleneksel egemenlik biçimini tanımlamak için kullanır. Weber’e göre ataerkil otorite belirli bir tarihsel
döneme özgü, akrabalık il işkilerine dayalı ekon omik bir örgütlenmedir. YAMAN, Melda: “Ataerki: Bir Kavramın
Yeniden İnşası, ‘Eski’ Ataerki’den Ataerkil Kapitalizme”, Eğitim Bilim Toplum Dergisi, 2012, s.15.
MACKINNON, Catharine A.: “Foreword”, içinde Sexual Politics, Kate Millett, Colombia University Press, New
York, 2016, s.xi.
BOURDİEU, Pierre: Eril Tahakküm, çev. Bediz Yılmaz, Bağlam Yayınları, İstanbul, 2018, s.22.
BUTLER, Judith: “Toplumsal Cinsiyet Düzenlemeleri”, çev. Begüm Kovulmaz, Cogito, (Feminizm), Sayı: 58, Bahar
2009, s.73 vd.; BUTLER, Judith: “Olumsal Temeller: Feminizm ve Postmodernizm Soru su”, içinde Çatışan
Feminizmler, Felsefi Fikir Alışverişi, çev. Feride Evren Sezer, Metis Yayınları, İstanbul, 2008, ss.44-67.
BUTLER, Judith: “Dikkatli Bir Okuma İçin”, içinde Çatışan Feminizmler, Felsefi Fikir Alışverişi, çev. Feride Evren
Sezer, Metis Yayınları, İstanbul, 2008, s.148.

To continue reading

Request your trial

VLEX uses login cookies to provide you with a better browsing experience. If you click on 'Accept' or continue browsing this site we consider that you accept our cookie policy. ACCEPT