Gezegensel Siyaset Manifestosunun Ardindan Yesil Teorinin Uluslararasi Iliskilerdeki Konumu/The Place of Green Theory in International Relations After the Planetary Politics Manifesto.

AuthorGulmez, Didem Buhari

Uluslararasi Politik Ekonomi ve Normatif Teori'nin kesisiminden evrildigi dusunulen Yesil Teori, (1) genel olarak Uluslararasi Iliskiler disiplininde marjinal bir konumdadir. 2014 ve 2018 yillarinda yapilan Teaching, Research and International Policy (TRIP) anket arastirmasinin sonuclarina gore Uluslararasi Iliskiler alaninda cevre konusuna odaklanan arastirmacilarin orani yuzde 3'un altinda kalmaktadir. (2) Turkiye'de 2018 TRIP verilerine gore bu oran yalnizca yuzde 1,3'tur. (3) Alanin onde gelen uluslararasi dergilerinde de cevre konusuna odaklanan yayin orani ayni sekilde dusuktur. (4) Cevre konusunda lisans dersleri de hem genel olarak dunyada hem de Turkiye ozelinde cok kisitli kalmistir. (5) Turkiye'de Uluslararasi Iliskiler Teorileri uzerine yayimlanmis baslica ders kitaplarinda Yesil Teori ya hic bulunmamakta ya da son sirada yer almaktadir. Turkiye'de Yesil Teorinin Uluslararasi Iliskiler disiplinindeki konumunu arastiran baslica calismalar incelendiginde iki farkli egilim gozlenmektedir. (6) Ilk egilimi izleyen calismalar, Robert Cox'un "sorun cozen teorilere karsi elestirel teoriler" (7) ayrimindan yola cikarak Yesil Teorinin "sorun cozen" teorilerden farkini aciklamaya odaklanir. Ikinci egilime gore, Yesil Teori siklikla tarihsel materyalist yaklasimlar baglaminda ele alinarak sosyo-ekonomik esitsizlikleri ureten yapilar ile aktorlerin iliskisi incelenmektedir. (8) Yesil Teoriye son donemde bu iki egilimin disinda kalan ve Yesil Teorinin coksesli dogasina katkida bulunan alternatif bir perspektiften bakilmaktadir. (9) Bu makalenin amaci, sozu edilen alternatif yaklasim isiginda Yesil Teori ile diger elestirel teoriler arasindaki karmasik iliskiyi daha gorunur kilmaktir.

1980'li yillardan itibaren hem ontolojik hem epistemolojik acidan ana akim teorilere meydan okuyan bircok postpozitivist teorik akim one cikmistir. Bu teoriler, kendi iclerinde coksesli bir nitelige sahiptir. Yesil Teorinin bu akimlar arasinda oldugu dusunulmekteyse de, Yesil Teorinin Uluslararasi Iliskiler teorileri arasindaki konumu hakkinda gorus birligi bulunmamaktadir. Ornegin, Yesil Teori, jeopolitik, evrimci ve ekofeminist teorileri kapsayan ve insan-doga iliskilerine odaklanan teorik gelenegin bir parcasi olarak gorulur. (10) Ozellikle Yesil Teorinin ana akim teorilerden farklarina odaklanan calismalarin Yesil Teori ile diger elestirel teoriler arasindaki etkilesim ve ayrismalara detayli bir sekilde yer vermedigi gorulmektedir. Yesil Teorinin insan merkezciligin otesine gecen ontolojik yaklasimi nedeniyle "sorun cozen teorilere karsi elestirel teoriler" ikiliginin otesine gectigi dusunulebilir.

Yalvac'a gore, postpozitivist teorilerin yarattigi tartismalar cok yeni oldugu icin bu yeni tartismalar uzerine henuz yeterince dusunulmemistir. (11) Elestirel teorilerin kendi aralarindaki tartismalar daha detayli ele alinmalidir. Esasen, Uluslararasi Iliskilerde ana akim teoriler ve elestirel teoriler arasinda bile dogrudan bir 'tartisma' oldugunu soylemek zordur. (12) Bilimsel Devrimlerin Yapisi eserinin yazari Thomas Kuhn'a gore, olgunlasmis her bilim dalinda kose baslarini tutmus olan baskin bir "paradigma" oldugu ve bu paradigmanin mesru gordugu ontolojik ve epistemolojik yaklasimlar disinda kalanlara karsi "inatci ve kalin kafali" bir direnc gosterdigi gozlemlenir. (13) Oysa, yeni kesiflerin yapilabilmesi icin farkli bakis acilarina, yeni kavram ve kuramlara ihtiyac vardir. Ancak baskin paradigma, kendi ic tutarliligini saglamak adina, yalnizca onerdigi yollarla cozulebilecek sorunsallara (Kuhn'un deyisiyle "bulmacalara") odaklanilmasini, aykiriliklarin ise "paradigmanin sagladigi kaliba" sokularak "yalnizca paradigmanin sagladigi zeminde yesermesini" (14) sart kosar. Dolayisiyla, pozitivist paradigmaya ve devlet merkezci yaklasimlara karsi cikan Yesil Teorinin disiplindeki marjinal konumu tesadufi degildir. (15)

Her ne kadar Yesil Teorinin odagindaki cevre/doga meseleleri, 1970'li yillardan itibaren kuresel siyaset gundemine alinmissa da; askeri guvenlik, terorizm ve savas gibi konularin dahil edildigi oncelikli 'yuksek politika' alaninin disinda tutulmustur. (16) Ozon tabakasinin delinmesi, bazi turlerin neslinin tukenmesi ve salgin hastaliklar nedeniyle giderek daha fazla ulusal ve uluslararasi siyasette yer bulan cevre/doga konusu, zamanla Uluslararasi Iliskilerde ana akim teorilerin gundemine girmistir. Ancak, cevre konusu yeni bir ontolojik ve epistemolojik bakis acisina yol acmamis; alisilagelmis teori, kavram ve yontemler isiginda sinirli arastirma soru(n)larina donusturulmustur. Bu calismalarin bircogunda realist ontoloji ve pozitivist epistemoloji gelenegi on plana cikmaktadir. (17) Ozellikle guvenlik calismalarinda, cevreyi tumden yok sayma veya devletlerin "kaynak deposuna" indirgeme egilimi gorulmektedir. (18) Ustelik, 1990'li yillarda cevre meselelerinin ulusal guvenlige etkileri konusunda "yeni bir dusunme bicimine" ya da mevcut kavramlarin yeniden dusunulmesine gerek olmadigini acikca savunanlar gorulmustur. (19) Bu tur yaklasimlar, Yesil Teorinin Uluslararasi Iliskiler alaninda merkezden ziyade cevrede kalmasina yol acmistir. (20)

Yesil Teori, diger elestirel teorilerle baskin paradigmaya karsi ayni safta yer alip onlardan etkilenmis ve onlari etkilemistir. Ozellikle, normatif teori ve tarihsel materyalist yaklasimlar, Yesil Teorinin gelisimine onemli katki sunmuslardir. Ancak, Yesil Teorinin doga merkezci (ecocentric) ontolojisi nedeniyle diger elestirel teorilerden farklilastigi da vurgulanmalidir. Yesil Teorinin insan merkezcilige (anthropocentrism) karsi durusu hesaba katildiginda, diger elestirel Uluslararasi Iliskiler teorilerini yeterince elestirel bulmadigi soylenebilir. Zaten elestirel teorilerin sinirliligi konusunda calismalar mevcuttur. Ornegin, Rumelili, elestirel teorilerin basinda gelen Postkolonyalizm literaturunde bile baskin paradigmayi ve ikili yapilarini asamayan calismalarin goruldugunu vurgulamistir. (21) Yesil Teorinin doga merkezci perspektifinden bakildiginda, gunumuz Uluslararasi Iliskiler disiplinine isik tutan ana akim ve elestirel teoriler ortak bir soruna sahiptir: Ikisi de yerkurenin ozneselligini (agency) kavrayacak kuramsal ve kavramsal yetiye sahip degildir. (22) Kuhn'un savini dogrular sekilde, sadece baskin paradigmaya bagli ana anakim teorilerin degil, postpozitivist elestirel teorilerin de yerkurenin ozneselligini vurgulayan alternatif bir Yesil Teori bakis acisina direndigi gorulebilir. Yesil Teoriye dair guncel tartismalar bunu acikca ortaya koymaktadir. (23) Bu calismada, Yesil Teorinin gelisimine katki sunan temel tartismalar kisaca ele alinacak ve guncel tartismalarda one cikan 'Gezengensel Siyaset Manifestosu' isiginda Yesil Teori ile baslica elestirel teoriler arasindaki karmasik etkilesim tartisilacaktir.

Yesil Teorinin Gelisimi

Bir cati kavram olan Yesil Teori; Elestirel Cografya, CevreBilimi, Yer Sistem Bilimi, Siyaset Teorisi, Kuresellesme Sosyolojisi gibi UI disiplini disindaki calismalardan beslenmistir. Ozellikle, ekolojik siyasi dusunce kapsaminda, buyumenin ekolojik sinirlari tezi ile ekomodernizm tartismasi dikkat cekmektedir. (24) Roma Kulubu'nun 1972'de yayinladigi "Buyumenin Sinirlari" (Limits to Growth) (25) raporuna gore, sinai uretim, kaynaklarin tukenmesi, kirlilik, gida uretimi ve nufus artisi uzerine yapilan arastirmalar mevcut buyume anlayisinin gezegende geri donulemez bir ekolojik yikima yol actigini gostermektedir. Bu yaklasim, buyume ve ekoloji arasinda sifir toplamli bir denklem kurdugu ve dolayisiyla ekolojik yikimi ekonomik, sosyal ve siyasi sistemlerle iliskilendirdigi icin carpici bulunmustur. (26) Rapora binaen, cevreciler, kisa vadeli teknolojik onarimlarin ekolojik yikimi onleyemeyecegini, sadece geciktirdigini savunmustur. (27)

Ekomodernizm (ecological modernization) ise, 1980'lerin sonundan itibaren "surdurulebilir kalkinma" soylemlerini on plana cikarmistir. (28) Ekomodernist (29) yaklasimlar, "doga dostu teknolojiler" ve "akilli politikalar" sayesinde dogal kaynaklari cesitlendirip artirmanin mumkun oldugunu iddia eder. Ekomodernizm; yesil teknoloji, yesil enerji, yesil kapitalizm ve yesil kentlesmenin yani sira yeni dunyalar yaratma (terraforming) gibi projeler gelistirilmesine on ayak olmustur. Boylece hem ekolojik bozulmanin durdurulacagi hem de yeni yatirim alanlarinin acilmasiyla yeni is olanaklarinin ortaya cikacagi one surulmektedir. Dunya Cevre ve Kalkinma Komisyonunun Bruntland Raporu (1987), surdurulebilirlik ile kalkinma arasinda "kazan-kazan" denklemi kurulursa, ikisinin de es zamanli saglanabilecegini iddia etmistir. Bu sav, 1992 yilinda Rio'da duzenlenen Birlesmis Milletler (BM) Cevre ve Kalkinma Konferansi, namidiger Dunya Zirvesi'nde resmi olarak kabul edilmistir. (30) Kuresel ekonomik krizlere care olarak BM, Avrupa Birligi (AB) ve Dunya Ticaret Orgutu (DTO) gibi modern liberal kurumlar "yesil ekonomi" anlayisina sarilmistir. (31) Ancak buyumenin ekolojik sinirliligi tezini savunanlara gore, ekomodernist "yesil ekonomi" ve "surdurulebilir kalkinma" kavramlari "oksimoron"dur. (32) Baska bir deyisle, kapitalist sanayicilige odun veren "surdurulebilir kalkinma" modeli yerine, Yesil Teori "surdurulebilirlik" kavramini tercih etmektedir.

Ekolojik dusuncenin gelisimine katkida bulunan bir diger tartisma, "evrensel cevre vergisi iceren merkeziyetci politikalar mi benimsenmeli?", (33) yoksa "yerel kosullarin farkliligini vurgulayan yerinden yonetim (decentralization) (34) mi olmali?" tartismasidir. Yerinden yonetim, Schumacher'in "kucuk guzeldir" dusturu (35) ve biyo-bolgeselcilik (bioregionalism) tartismalarindan beslenmektedir. Buna gore, insanlar kendi bolgelerinde yetisen urunleri tuketmeye oncelik vermelidir. (36) Bununla birlikte, mekansal olarak, Yesil Teorinin kuresel (veya gezegensel) bir vizyonu vardir. Bu nedenle Yesil Teorisyenlerin en populer sloganlarindan biri sudur: "Kuresel dusun, yerel hareket et!" (Think globally, act locally!).

Insan merkezcilik elestirisiyle birlikte doga merkezcilik...

To continue reading

Request your trial

VLEX uses login cookies to provide you with a better browsing experience. If you click on 'Accept' or continue browsing this site we consider that you accept our cookie policy. ACCEPT