Duties and authority of the law enforcement in Turkey and Italy in terms of protection of cultural and historical environment

AuthorDr. Zafer AKKUS, Dr. Tamer EFE
Pages314-365
Dr. Zafer AKKUŞ – Dr. Tamer EFE
314 İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 5 Sayı:2 Yıl 2014
içeren teoriden pratiğe yönelik ulusal/uluslararası çalışma ve hukuksal
düzenlemeler yapılmıştır. Tarihsel ve kültürel çevrede bulunan eserlere
karşı artan suçların önlenmesine yönelik suç öncesi ve sonrası mücadele
yöntemleri geliştirilmiştir/geliştirilmektedir. Bu çevrelerin korunması ile
eski eserlere karşı işlenen suçlarla mücadele eden kamu kurumları, kamu
görevlileri ile mücadele yöntemleri dünyanın değişik ülkelerinde
benzerlikler göstermektedir. Tarihsel ve kültürel çevrenin korunması
bakımından akdenizin güçlü ve köklü ülkeleri arasında bulunan ve birçok
medeniyete ev sahipliği yapan Türkiye ve İtalya’da kolluğun görev ve
yetkileri bu çalışmada karşılaştırmalı olarak tartışılmaktadır.
Anahtar Sözcükler: Tarihsel ve Kültürel Çevrenin Korunması,
Türkiye, İtalya, Kolluk, Görev ve Yetki.
DUTIES AND AUTHORITY OF THE LAW ENFORCEMENT IN
TURKEY AND ITALY IN TERMS OF PROTECTION OF
CULTURAL AND HISTORICAL ENVIRONMENT
Abstract
Humankind has always been creating artifacts which reflect the
socio-cultural structure of the society he is living in, his understanding of
social life, his perspective and the understanding of social life, his
experience and values in his physical environments of the nature since he
settled in the Neolithic period. These artifacts in the historical and cultural
environments have been stolen, damaged or destroyed due to economic,
political or social reasons and the attempts to protect the artifacts which
belong to ancient civilizations date back to old times. The industrial
revolution in the 18th and 19th centuries led to an unplanned and
unsustainable urbanization approach leading to a destruction of the natural
environment which started with the population increase in the 16th
century. While the winner of the fight/war against the natural/cultural
environment is thought to be the man who is utilizing the technological
capacities with a view to gaining advantage, the loser is also the man
himself who is actually living the results of this fight. The 20th century is
Tarihsel ve Kültürel Çevrenin Korunması Bakımından Türkiye ve İtalya’daki Kolluğun Görev ve Yetkileri
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 5 Sayı:2 Yıl 2014 315
an important period of time when the concept for protecting the historical
and cultural environments started to be comprehended and the theoretical
foundation for that was built. In this period national/international studies
were carried out and legislations were made based on the scientific
protection approaches from the theory to the practice. Some measures
have been developed with a view to preventing and fighting the increasing
number of crimes related to the artifacts found in the historical and
cultural environments. The government agencies, officers and the
measures adopted by different countries have some similarities in
countering the crimes against historical artifacts and the protection of the
sites. In this study the duties and authority of the law enforcement will be
discussed comperatively in terms of protection of cultural and historical
environment for Turkey and Italy among the most powerful and deep-
rooted Mediterranean countries and hosted many civilizations through out
the history.
Keywords: Protection of Historical and Cultural Environment,
Turkey, Italy, Law Enforcement, Duty and Authority
Giriş
Ekosistemin temel bileşenleri arasında bulunan çevre, insanın ve
diğer canlı ve cansız varlıklar ile kendi aralarında ve/veya birbirleriyle
etkileşim erisinde bulunduğu ve kendini gerçekleştirmeye yönelik
davranışlarını sergilediği fiziksel, biyolojik, sosyal, kültürel ve ekonomik
ortamlardır. Çevre olgusunu oluşturan doğal ve tarihsel-kültürel çevrede
bulunan bütün canlı ve cansız varlıklar arasında yüzyıllar boyunca
süregelen dinamik ve sürdürülebilir bir ilişki ve iletişim bulunmaktadır.
Toplumu meydana getiren birey, ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla
üretim ve yaşam kaynağını oluşturan doğal çevreye hâkim
olmuştur/olmaya çalışmaktadır. Doğal çevreye yansıttığı düşünce, yaşayış
tarzı, beklentileri, inancı, sevinci, adetleri, görenekleri, alışkanlıkları ile
insanoğlu yaşamsal sürecini gösterdiği/betimlediği eserlerin oluşturduğu
Dr. Zafer AKKUŞ – Dr. Tamer EFE
316 İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 5 Sayı:2 Yıl 2014
tarihsel ve kültürel çevrenin oluşumunda da etken bir rol
almıştır/almaktadır.
Tarihsel ve kültürel çevrede bulunan eserler tarihi süreç içerisinde
“insan merkezli” anlayışın da etkisiyle doğaya hâkim olan/olmaya çalışan
insanın acımasızca saldırılarına ve tahriplerine uğramıştır/uğramaktadır.
Nüfusun artması, çevreye duyarlı olmayan sanayileşme ve kentleşme,
savaşlar, doğal afetler, sürdürülebilir olmayan çevre politikaları ile tarihsel
ve kültürel çevrenin giderek bozulmasına, zarar görmesine ve yok
olmasına giden süreci hızlandırmıştır. Koruma olgusu bu çevrede
meydana gelen tahribatın daha belirgin çizgilerle kendisini göstermesiyle
birlikte bilimin bu alanda çalışmasına yön vermiştir.
Tarihsel ve kültürel çevreyi koruma kavramının geçmişi eski
devirlere dayanmaktadır. Bununla birlikte modern korumanın kuramsal
temelleri geçen yüzyılda atılmış, Avrupa’da kentsel koruma girişimleri 2.
Dünya savaşından sonrasındaki dönemde başlamıştır. Uluslararası
anlamda koruma yaklaşımlarının temelleri 1931 yılında Atina’da
düzenlenen ‘I.Uluslararası Tarihi Anıtların Korunması ile İlgili Mimar ve
Teknisyenler Konferansı’nda atılmıştır. Atina Konferansında önemli tarihi
ve kültürel çevrelerin ve yapı gruplarının korunması teklif edilmiş, bu
ilkeler 1932 yılında İtalya’da ‘Carta del Restauro’ olarak yasal bir kimlik
haline gelmiştir. 1964 yılında kabul edilen Venedik Tüzüğü ise korumada
en önemli belgelerden birisi olarak kabul edilmektedir. 1972 yılında
UNESCO tarafından düzenlenen konferansta ‘Dünya Kültürel ve Doğal
Mirasının Korunmasına Dair Sözleşmesi’ imzalanmıştır
1
.
Tarihsel ve kültürel zenginlikler ‘yerel’ bir anlam taşımakla beraber
‘ulusal’ bir kimliğe sahiptir. Bu kapsamda insanoğlunun ortak değerlerini
temsil ettiğinden ‘evrensel’ bir yapıdadır
2
. Tekeli’ye göre, tarihsel ve
kültürel çevreye yapılan tahribata ilişkin uluslararası hassasiyetin
1
Tunçer, M., Avrupa’da Tarihsel ve Kültürel Çevre Korunması”, 2012, http://mehmet-
urbanplanning.blogspot.com.tr/2012/02/avrupada-tarihsel-ve-kulturel-cevre.html. Erişim
Tarihi: 19.11.2014.
2
Ekinci, O., “Kültürel Miras, İmar ve Belediyelerimiz”, Kent ve Planlama Geçmişi
Korumak ve Geleceği Tasarlamak, Ankara, 2007, s:3.

To continue reading

Request your trial

VLEX uses login cookies to provide you with a better browsing experience. If you click on 'Accept' or continue browsing this site we consider that you accept our cookie policy. ACCEPT