Board of judges and prosecutors in turkey

AuthorProf. Dr. Hüseyin ALTAS, Yrd. Doç. Dr. Leyla Müjde KURT
Pages120-156
Yrd.Doç.Dr.Hayri KESER – Öğr.Grv.Fatma NİYAZİOĞLU
120 İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt:2 Sayı:2 Yıl 2011
Anahtar Kelimeler: Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Yargının
Tarafsızlığı ve Bağımsızlığı, Hukuk Devleti, Hak Arama Özgürlüğü,
Anayasa
BOARD OF JUDGES AND PROSECUTORS IN TURKEY
ABSTRACT
The determination of the legal status of the board that will carry out
the appointment of judges and prosecutors, supervision and other
personal works according to democratic legal principles is a vital issue
for modern social life. The authority of these issues should be given to
executive organ for the practibility of independence and assurance of
judges and prosecuters. Otherwise, the value and influence of judicial
independence and assurance would significantly decrease. The status can
not be seen in comply with the principle of the rule of law. The board of
Judges and Prosecutors has been the focus point of criticism since it was
founded. Constitutional amendments accepted with the referendum dated
September 12 2010 could not put an end to the criticism related to this
topic. Through the amendments mentioned, member sources of the board
have been varied and the number of the members has been increased.
Besides, judicial review for the penalties of dismissal of judges and
prosecutors has been opened and supervisory board was included within
the board of judges and prosecutors. The authorities of the minister of
justice related to supervision and inspection of judges and prosecutors
have been assigned to the board. Although some of the amendments are
positive, there are some regulations which do not comply with the
principle of the rule of law
Keywords: High Council of Judges and Prosecutors, impartiality and
independence of the judiciary, the rule of law, right to legal remedies, the
Constitution
1. GİRİŞ
İnsanların temel hak ve hürriyetlerini güvence altına almak ve bu
hakları herkese karşı korumak anayasaların en temel meselelerinden
birisidir. Anayasalar bu durumu sağlayabildikleri sürece meşruluklarını
koruyabilmişlerdir. Bireylerin hem birbirine karşı hem de devlete karşı
korunmaları gerekmektedir. Bireylerin birbirlerine karşı korunması
gerektiği kadar, yasama, yürütme ve yargı organlarına karşı da korunması
gerekmektedir. Keza bireysel hak ve özgürlükleri ihlal edilenlerin hakkını
Türkiye’de Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt:2 Sayı:2 Yıl 2011 121
arayabileceği ve hak ihlalini yapan gerçek ya da tüzel kişiden gerekirse
hesap sorabileceği bir yargı organının varlığı, kişilerin güven içinde
yaşayabilmelerinin en önemli teminatıdır. Bireylerin temel hak ve
özgürlüklerinin korunabilmesi için öncelikle yargının güven içinde
çalışmasının sağlanması gerekmektedir. Hukuk devletinin olmazsa
olmazlarından olan yargı bağımsızlığı, hâkimlerin bağımsızlıkları ile
hâkimlik teminatı denen meslekî statülerinin tam anlamıyla güvence altına
alınmasıyla gerçekleştirilebilmektedir.
Yargı bağımsızlığı, yargı organlarının yasama, yürütme yargı
organlarına ve çevreye karşı bağımsız olması ve karar verirken kimseden
emir almaması ve etkilenmemesi demektir1. Yargı bağımsızlığının
sağlanması sadece mahkemelere bağımsızlık tanınması ile
gerçekleştirilemez. Hâkimlere, kendi meslek ve varlıklarını tehlikeye
atmaksızın her türlü korku ve endişeden uzak olarak görev yapma imkânı
sağlayacak şekilde özlük haklarının güvence altına alınması ve her türlü
maddi ve manevi baskıdan uzak olarak huzur içinde tam bir tarafsızlık ve
serbestlikle görev yapabilmelerine imkân sağlanması gerekmektedir.
Vermiş olduğu herhangi bir karar yüzünden başka bir göreve atanması
veya azledilmesi halinde hâkimin bağımsız ve tarafsız hareket
edebilmesini beklemek gerçekçi gözükmemektedir2.
Hâkimlik teminatı, hâkimler için tanınan bir ayrıcalık değil, onların
serbestçe ve tarafsız olarak hüküm verebilmelerini sağlamak ve
dolayısıyla halka adaletin her türlü baskı ve etkiden uzak olarak dağıtıldığı
konusunda güven vermek amacını taşımaktadır. Burada hedeflenen
hâkimin kişisel faydasından ziyade, kamunun yararının tesis edilmesidir3.
Bunun için hâkimlerin bağımsızlıkları ile hâkimlik teminatını sağlayıcı bir
takım düzenlemeler yapmak ve gerekli sistemleri kurmak şarttır.
Demokrasi ile yönetilen ülkelerde, hâkimlerin bağımsızlığını sağlamak ve
özlük haklarını güvence altına almak amacıyla Yargı Kurulları
oluşturulduğunu görmekteyiz.
1 ATAR, Yavuz, Türk Anayasa Hukuku, Mimoza Yayınları, Ko nya-2000, s. 267;
GÖZLER, Kemal, Türk Anayasa Hukuku Dersleri, Ekin Kitapevi, Bursa-2000, s. 439.
2 ÜNAL, Şeref, Anayasa Hukuku Açısından Mahkemelerin Bağımsızlığı ve Hâkimlik
Teminatı, TBMM Kültür Sanat ve Yayın Kurulu Yayınları, Ankara-1994, s. 21; ATAR, s.
268; GÖZLER, s. 441.
3 ÜNAL, s. 22.
Yrd.Doç.Dr.Hayri KESER – Öğr.Grv.Fatma NİYAZİOĞLU
122 İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt:2 Sayı:2 Yıl 2011
2. TÜRKİYE’DE HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK
KURULU’NUN OLUŞUMU
Mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik güvencesi konusundaki
anayasal güvencelerin işlevsel olması, hâkimlerin Adalet Bakanlığı
hiyerarşisine dâhil olmamalarına bağlıdır. Yargı organlarının ayrı ve özerk
düzenlemelerle korunmasının amacı, egemenlik yetkisini kullanan
yargının yasama ve yürütme erkinin etkisinden korumaktır. 1982
Anayasası hâkim ve savcıların özlük işleri hakkında karar vermekle
görevli bulunan kurulları tek çatı altında birleştirerek bu kurula Hâkimler
ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) adı verilmiştir. Türkiye’de
hâkimlerin bağımsızlığını sağlama ve özlük haklarını güvence altına alma
görevini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yerine getirmektedir.
Hâkim ve savcıların özlük işlerinde karar mercii olan bu kurul, 1982
Anayasası dönemine kadar zaman içinde birçok değişikliğe uğramıştır.
2.1. 1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu Dönemi
1924 Anayasası döneminde, 1926 yılında 766 Sayılı Kanunla
hâkimlerin statüsü düzenlenmiş, 1934 yılında çıkarılan 2556 sayılı
Hâkimler Kanunu ile de hâkim ve savcıların terfi işleriyle görevli bir
“Ayırma Meclisi” kurulmuştur. Ayırma Meclisi, Yargıtay Başkanı’nın
başkanlığında Cumhuriyet Başsavcısı ve dört Yargıtay üyesi ile Adalet
Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı, Ceza İşleri Genel Müdürü, Hukuk İşleri
Genel Müdürü ve Özlük İşleri Genel Müdürü’nden oluşmaktaydı4.
Ayırma Meclisi hâkimler ve savcılar için ayrı olmak üzere, ayrı grup
halinde görevlendirilmiş, hâkim ve savcıların atamaları Adalet Bakanı
tarafından yerine getirilmiştir5.
Bu dönemde hâkim ve savcılar hakkında tesis edilen işlemlere karşı
yargı yolu kapalı tutulmuştur. Ayrıca anayasaya aykırı düzenlemelerin
iptaline olanak tanıyan ve yasama erkini frenleyecek anayasa yargısının
da bulunmaması yasamanın yargıya müdahalesini olanaklı kılmıştır.
Karma hükümet sistemi esas alınarak düzenlenen 1924 Anayasası’nda,
yargının yasamaya karşı bağımsızlığını sağlayacak hüküm ve kurumlara
yer verilmemiştir6
4 BİNGÖL, İrfan, Yargımız – Yapısı ve Tarihçesi: Oğuzlar, Emeviler, Abbasiler, Moğollar,
Selçuklular, Osmanlılar ve Türkiye'nin Yargı Sistemleri, Ankara-1999, s.73.
5 FENDOĞLU, Hasan Tahsin, Yargının Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı, Yetkin Yayınları,
Ankara-2010, s. 194; ÜNAL, s. 71.
6 GÖREN, Zafer, Anayasa Hukuku, Seçkin Yayınları, Ankara-2006, s. 54.

To continue reading

Request your trial

VLEX uses login cookies to provide you with a better browsing experience. If you click on 'Accept' or continue browsing this site we consider that you accept our cookie policy. ACCEPT