Antroposen, Posth

AuthorErcandirli, Yelda

"Antroposen farklidir. Dünyanin günesin etrafinda döndügünü kavrayan Kopernik gibi bilimsel bir farkindaligin, insanlarin bilime bakisini temelden degistirebilecegi anlardan biridir. Bazi ders kitaplarini yeniden yazmaktan daha fazlasi demektir. Insanlar ve dünyalari arasindaki iliskiyi yeni bastan düsünmek ve ona göre hareket etmek demektir." (1) Giris

Bu makale Uluslararasi Iliskiler (UI) disiplininde Antroposen kavrami etrafinda bir süredir devam eden tartismalarin elestirisine odaklanmaktadir. Insanligin, biyosferi hizla kendi faaliyetleri ile radikal olarak degistirdigi yeni bir jeolojik çagda-bilim insanlari tarafindan Antroposen olarak tanimlanan çagda-yasadigina dair bilimsel tartismalar hâlihazirda artmis durumdadir. 2000'li yillarda Kimya alaninda Nobel ödüllü ekolojist Paul J. Crutzen tarafindan ortaya atilan ve ekolojist Will Steffen ve Jan Zalasiewicz tarafindan gelistirilen Antroposen kavrami, yeryüzünün kendini yenileme kapasitesinin radikal bir sekilde azaldigi ve geri döndürülmesi çok zor bir sürece girdigini açiklamak için kullanilmaktadir. (2) Birçok bilimsel arastirmaya göre, dünya yalnizca yükselen sicaklik, degisen hava sartlari, okyanuslarin su seviyesinin yükselmesi ve canli çesitliliginin yok olmasi gibi ekolojik bir krizle degil; ayni zamanda kaya, su, atmosferin birbiri ile çesitli düzlemlerde dönüsümlü oldugu yeryüzü sisteminin genellesen bir krizi ile karsi karsiyadir. (3) Bilim insanlari söz konusu tahribatin durdurulmasi ve yeryüzünün korunmasi için radikal bir degisimin gerekliligine ve aciliyetine vurgu yaparken; öte yandan sosyal bilimlerin bu gerçeklik karsisinda nasil insa edilmesi gerektigine yönelik tartismalar da basla-mistir. (4) Bu nedenle Antroposen yeni bir çagin baslangicinin habercisi olarak küresel çevre siyasetine konu oldugu günden beri gezegen ölçeginde dönüsümün nasil olmasi gerektigine iliskin tartismalari da içerisinde barindirmaktadir. (5)

Bu makale, yeryüzü sisteminin (earth system) döngüsünde ciddi bir bozulmaya isaret eden ve yeni bir j eolojik çag olarak tanimlanan Antroposen ile belli bir epistemik topluluk etrafinda kümelenen Antroposen çalismalarinin kavrama yükledigi anlam(lar) arasinda ayrim yapmaktadir. Ekolojistlerin küresel karbon döngüsündeki ciddi bir bozulmaya isaret etmesinin hemen ardindan, sosyal bilimciler kavrami kendi arastirma alanlarina uyarlamislardir. Benzer bir süreç UI disiplininde de yasanmistir. Kavramin çok kisa bir sürede popüler hale gelmesi Antroposene yüklenen anlamlarin çesitlenmesi ve çesitli tartismalarin ortaya çikmasi sonucunu dogurmustur. (6) Antroposen yalnizca yeryüzü tarihinde yeni bir jeolojik çaga atifta bulunan bir kavram degil; ayni zamanda tartismali, sosyal bilimlerin ve UI'nin uzun yillar göz ardi ettigi insan-doga iliskisine vurgu yapan popüler bir sözcük olarak literatüre girmistir.

Antroposenin bugünkü popülerligine ragmen, insan-doga ikiligini ele alan tartismalar çok uzun yillar UI disiplininin disinda kalmistir. Disiplinin yapisinin ve kimliginin olusum yillarinda doganin disiplinin disina itilmesi, insan-doga ikiligine odaklanan yesil düsünce ile herhangi bir potansiyel diyalogun gelismesini engellemistir. 1970'lerden sonra yükselmeye baslayan ekolojik kriz, 1990'lara gelindiginde küresel siyaseti mesgul eden sorunlardan biri haline dönüsmüstür. Kurulus yillarinda yesil düsüncenin pesinen (a priori) dislanmasi, disiplinin diger sosyal bilimlerden bagimsiz olma yönünde kimligini olusturmasi çabalariyla bütünleserek, kit kaynaklarin devletlerarasinda çatismayi mi isbirligini mi tetikleyecegi tartismalari çerçevesinde güç, güvenlik, anarsi ve egemenlik söylemlerine eklemleyebildigi ölçüde ekoloji sorunsalini gündeme getirmesine neden olmustur. (7) 1990'li yillarla birlikte ekolojik krizin derinlesmesi, Soguk Savas'in sona ermesi, neoliberal dünya düzeni ve sermayenin küresellesmesi ile yeni toplumsal hareketlerin tarih sahnesine çikmasi gibi sosyo-ekolojik gelismelerin sonucunda sosyal bilimlerdeki dönüsümün de disiplininin yapisina etki etmesiyle ekoloji sorunsalina ve bu sorunsal etrafinda sekillenen kavramsal çerçeveye yaklasim degismeye baslamistir. (8)

Dahasi, özellikle geçtigimiz son bes yilda Antroposen tartismalarinin UI disiplinine etki etmesiyle disiplinin içerisinde farkli görüsü savunan tartismalar ortaya çikmistir. (9) Bu makale dahilinde Antroposen çalismalari olarak adlandirilacak yaklasimlara (10) UI'de en ciddi meydan okuma yeni materyalist ontolojiyi savunan posthümanistler tarafindan gelistirilmistir. Posthümanistler, Antroposen çalismalarinin insan-merkezciligi (anthropocentrism) yeniden-güçlendirerek-ürettigini iddia ederek insan-olmayan dogal dünyanin dünya siyasetinde failligine (11) dikkat çekmislerdir. Bu anlamda, insanin failligini yeniden tek merkeze koyan tanimlamalarin modernist/postmodernist çözüm önerilerine bir alternatif saglamadiginin altini çizmislerdir. (12)

Bu makale, tarihsel materyalist bir perspektiften posthümanistlerin, Antroposen çalismalari ile benzer bir degisim anlayisina sahip oldugunu savunmaktadir. Esasinda posthümanizm ve tarihsel materyalizmin benzer ve birbirini destekleyen varsayimlari bulunmaktadir. (13) Her ikisi de zihin/beden, insan /doga, kadin/ erkek gibi özleri bölen Kartezyen (pozitivist) anlayisa karsi bir durus sergilemektedir. Posthümanistler de tarihsel materyalistler gibi, modernist/postmodernist ekolojik duyarliligi arttirmak amaciyla liberal söylemleri, bu kapsamda devlet-merkezciligi ve insan bilincini ön plana çikaran çalismalara karsidir. Bu anlamda her ikisi de insanin ötesinde bir gerçeklik oldugunu savunmaktadir. Ancak, posthümanist anlayista gerçeklik, insanin ötesindeki failler (hayvanlar, eko-sistemler, teknolojik araçlar gibi) arasi karmasik iliskiler agindan olusurken, tarihsel materyalizmde fail ve maddi yapilar arasindaki diyalektik iliskiden dogmaktadir. (14) Posthümanistlerin tarihsel materyalistlere yönelttikleri insan-merkezcilik (anthropocentrism) elestirisinin aksine, bu çalisma insan ile insan olmayan varliklar arasinda hiyerarsik bir karsilastirma yapmamaktadir. Bunun yerine insan ve insan olmayan iliskilerin tarihsel süreç içerisinde nasil ve hangi toplumsal iliskiler vasitasiyla çesitlendigine ve degistigine vurgu yapmaktadir. Bu açidan, bu makale UI'deki doganin nasil içsellestirilecegi tartismasini toplum-doga arasindaki diyalektik iliskiye kaydirma amacindadir. Tarihsel materyalist bir perspektiften bakildiginda disiplinin devlet-merkezli ve/veya insan-merkezli ontolojisini elestirmek UÌ'nin ekolojik kriz karsisinda eksiklerini çözümlemek açisindan yeterli degildir. Bu bakimdan, bu makale hem Antroposen çalismalarinin hem de posthümanizmin ontolojik olarak fail-odakli oldugunu belirtmekte ve bunun sonucu olarak tarihsel süreç içerisinde ortaya çikmis maddi-toplumsal yapilari (üretim iliskileri) göz ardi ettiklerini iddia etmektedir.

Tarihsel materyalist bir perspektiften bakildiginda, söz konusu çalismalar ekolojik krizi yaratan (krizin altinda yatan) maddi nedenselligi göz ardi etmekte ve krizi doguran yapisal ve tarihsel süreçleri yeterince sorunsallastirmamaktadir. Tarihsel materyalizm, toplumsal iliskilere ve ekolojik krizin tarihselligine yaptigi vurgu ile bu krizin üstesinden nasil gelebilecegimiz hakkinda daha tatmin edici açiklamalar sunmaktadir. (15) Bir baska ifade ile tarihsel materyalizm insanin toplumsal iliskilerinin dogal çevre içinde olustugu ve bu dogal çevrenin insanin tarihsel süreçler içerisinde geçirdigi toplumsal evrelere içkin oldugu konusunda israrcidir. Bu noktadan hareketle Jason Moore, söz konusu jeolojik çagi Antroposen yerine Kapitalosen olarak adlandirmanin ekolojik krizin tarihsel asamalarini ve altinda yatan nedenselligi açiklamak açisindan önemli oldugunu vurgulamaktadir. (16)

Bu baglamda, bu çalisma toplumsal olanla dogal olanin ontolojik olarak bir aradaligina vurgu yaparken, ayni zamanda içinde bulundugumuz ekolojik krizin ancak Karl Marx'in diyalektik ve tarihsel-materyalist yöntemi çerçevesinde anlasilabilecegini ileri sürmektedir. Bu bakimdan bu makale öncelikli olarak UÌ disiplininde Antroposen kavramina ve UÌ disiplininin temel dinamiklerine odaklanacaktir. Makalenin ikinci bölümünde, posthümanist çalismalarin kavramsal ve kuramsal çerçevesi çizildikten sonra Antroposen çalismalarina yönelttikleri elestirilere yer verilecektir. Çalismanin son bölümü, Antroposen sorunsali kapsaminda, UI'de son zamanlarda yükselmeye baslayan bu iki yaklasimin tarihsel materyalist elestirisine odaklanacaktir. Bunu yapabilmek için öncesinde Marx'in tarihsel materyalist yönteminin toplum-doga iliskisinin kavranisi açisindan önemi açiklanacaktir. Çalisma, Antroposene alternatif bir tanimlama olarak Kapitalosen kavramini ele alarak ve tarihsel materyalist bir perspektiften UI disiplininin ekolojik kriz karsisinda hangi alternatifleri gündeme getirmesi gerektigine yönelik kisa bir degerlendirme yaparak sonuçlandirilacaktir.

Antroposen, Ekolojik Kriz ve Uluslararasi Iliskiler

Bilim insanlarina göre insanlik bugün yaklasik 11.000 yil önce kendi medeniyetini var eden Holosen çagindan farkli ekolojik/ dogal kosullarda yasamaktadir. Bu degisikligin yeryüzü tarihinde 6. Büyük Kitlesel Yok Olus (17) olduguna dair bilim insanlari arasinda tartismalar söz konusu iken, baslangici olarak endüstriyel amaçli buhar makinalarinin kullanilmaya baslandigi tarih, yani Sanayi Devrimi gösterilmektedir. (18) Yeni bir çagin baslangicini nitelendirmek amaciyla kullanilmasinin yani sira iklim degisikligi, canli çesitliligin yok olmasi, dogal felaketler gibi günümüz ekolojik krizini anlatmak için kullanilan Antroposen fiziksel, kültürel ve sosyal birçok degisimin gerekliligini vurgulayan bir kavram olarak sosyal bilimler literatürüne girmistir. Nitekim Timothy Luke'a göre Antroposen, küresel ekolojik degisimin toplumsal ve siyasal boyutlarini sorgulamayi gerektiren bir kavram olarak görülmelidir. (19) Bu açidan bakildiginda Antroposen yalnizca insanligin bugün içerisinde bulundugu jeolojik dönemi...

To continue reading

Request your trial

VLEX uses login cookies to provide you with a better browsing experience. If you click on 'Accept' or continue browsing this site we consider that you accept our cookie policy. ACCEPT