3 years in individual application: human rights record ? unfavourable examples/practises/approaches

AuthorA.Burak BILGIN
Pages58-127
A. Burak BİLGİN
58 İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt:6 Sayı 2 Yıl 2015
3 YEARS IN INDIVIDUAL APPLICATION: HUMAN RIGHTS
RECORD UNFAVOURABLE
EXAMPLES/PRACTISES/APPROACHES
ABSTRACT
Three years in the individual application mechanism, which has a
cardinal role in the effective and practical protection of fundamental rights
and freedoms, has generated approaches and practises bearing the
potential to promote and enhance the protection of rights and freedoms.
We have however witnessed discouraging and unfavourable examples.
The Constitutional Court has adopted approaches and practises
challenging the very nature of human rights, sometimes as regards to the
procedural conditions of individual application mechanism or sometimes
to the very substance of a right or freedom. Be especially in the forefront
are the challenges stemmed from formalistic and inflexible interpretation
of the rules in the Law No: 6216, together with the Court’s self-restriction
to the ECtHR’s position with regard to the scope of a right and its
tendency not to go beyond of Strasbourg’s limits. The Court, when it
comes to mentality, may be claimed to take its side on behalf of rights.
However, the approaches and practises which are problematic and pose
threat and challenge to the effective protection of human rights through
this period should be addressed to let the Court to change its practise.
Keywords: Individual application, human rights record, 3 years’
balance-sheet, favourable practises and appr oaches
GİRİŞ
Bilindiği üzere, bireysel başvuru müessesesi, Türk Hukukunda ilgili
yasal düzenlemelerin tamamlanmasının ardından Eylül 2012’de
uygulamaya geçmiştir. Bu mekanizmanın Türkiye’de insan haklarının
korunmasına katkı sağlayıp sağlamayacağı, gerek bireysel başvurunun
(referandum sonucu) kabul edildiği 2010 yılından önce gerekse bu
tarihten sonra yoğun biçimde tartışılmış ve halen de tartışılmaktadır.
Bilhassa Anayasa Mahkemesinin (AYM) gerek yükü gerek
Bireysel Başvuruda 3 Yıl: Bir İnsan Hakları Karnesi – Olumsuz Örnekler/Uygulamalar/Yaklaşımşlar
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt:6 Sayı 2 Yıl 2015 59
ideolojik/felsefi altyapı açısından, bu yeni hak arama yolunu gereği gibi
işletip işletemeyeceği sorusu zihinleri meşgul etmiştir. Aradan geçen üç
yıl, bu sorulara sağlıklı cevaplar vermek için yeteri kadar başvuru ve karar
birikimini oluşturmuştur.
Bu süreçte Anayasa Mahkemesi, ifade özgürlüğü, adil yargılanma
hakkı, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, din ve vicdan özgürlüğü, kişi
hürriyeti ve güvenliği ve maddi-manevi varlığın korunması hakkı gibi hak
ve özgürlük alanlarında çok önemli ve hakların koruma alanını
genişletecek kararlar vermiş; uygulama ve yaklaşımlar ortaya koymuştur.
Fakat yine bu süreçte bir yandan kabul edilebilirlik ve o bağlamda da
tüketme kuralı; bir yandan da hak ve özgürlüklerin esası (öznesi, kapsamı,
sınırları vs.) noktasında olumsuz ve insan haklarının etkili korunması
adına sorunlu kararlara, uygulama ve yaklaşımlara rastlamak da
mümkündür.
Örneğin, ortak koruma alanına dair benimsenen sınırlayıcı
yaklaşım; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine (AİHS) Ek Protokollere
ilişkin benimsenen yaklaşım; yasama işlemlerine karşı bireysel başvuru
yasağı ile kamu tüzel kişilerinin bireysel başvuru ehliyetsizliğinin katı
surette uygulanması; yargı yolu kapalı işlemlere karşı bireysel başvuru
yasağının YSK kararlarına teşmil edilmesi; mağduriyet koşulu ve ihlalden
kişisel olarak etkilenme şartına yönelik katı-şekilci yaklaşım; geçici tedbir
müessesesinin dar bir alana hasredilmesi ve bireysel başvuruda somut
norm denetimi yapmama gibi, insan haklarının etkili korunması adına,
kimi kabul edilebilirlik kimi de temel hakların esasına ilişkin sorunlu ilke
ve yaklaşımlar, bu süreçte göze çarpmaktadır. Bu makalede yapılacak
olan da, üç yıllık süreçte karşımıza çıkan bu minvaldeki uygulama ve
yaklaşımları ortaya koymaktır.
1
Öncelikle bir hususu belirtmek gerekir ki, burada ‘’olumsuz’’
olarak nitelediğimiz kararlar, ilkesel bir durumu yansıtan kararlardır.
1
Aynı şekilde bu üç yıllık süre içinde insan haklarının etkili korunması adına var olduğunu
söylediğimiz olumlu tespit, yaklaşım, uygulama ve argümanlar, ayrı bir çalışmada
incelenecektir.
A. Burak BİLGİN
60 İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt:6 Sayı 2 Yıl 2015
Örneğin AYM’nin, aslında 17. maddenin gerektirdiği şekilde etkili bir
soruşturma yapılmamış bir olayda bu yönde bir ihlal bulmaması; yahut
aslında yargılamanın adilliğini etkileyecek kanuna aykırı bir delilin
kullanıldığı bir yargılama için ihlal kararı vermemesi; yahut tutukluluk ve
ifade-basın özgürlüğüne ilişkin bir konuda temel hakların mantığına aykırı
bir karar vermiş olması, böyle kararlar ilkesel bir yaklaşım kazanmadığı
müddetçe bizim burada yer verdiğimiz manada ‘’olumsuz’’ kararlar
olarak görülmemektedir. Burada gündemimizde olacak olanlar,
Mahkemenin insan haklarının ve bireysel başvuru yoluyla etkili bir surette
korunmasının işlevi ve mantığına aykırı surette ortaya koyduğu ilkesel
tespit ve yaklaşımlardır. Bu anlamda bir karar, sonucu itibariyle
başvurucunun lehine olsa da, içinde insan haklarının korunması adına
sorunlu bir argüman veya tespit ortaya konmuşsa, burada ele alınacaktır.
Son olarak belirtelim ki, bu olumsuz uygulama, tespit ve
yaklaşımları, bireysel başvurunun kabul edilebilirlik kriterleri ve temel
hakların esası bağlamında ikiye ayırarak inceleyeceğiz. Fakat bu noktada
da belirtelim ki, ortaya koyacağımız bir ilke, tespit yahut yaklaşımın,
AYM tarafından bireysel başvurunun hangi aşamasında ortaya konduğu
bu makale kapsamında önemli değildir. Mühim olan, o hususun, bireysel
başvurunun başta tüketme kuralı olmak üzere kabul edilebilirlik
kriterlerini mi veya bir temel hak ve özgürlüğün esasını
ilgilendirdiğidir.
2
A. KABUL EDİLEBİLİRLİK KRİTERLERİ
BAĞLAMINDAKİ SORUNLU YAKLAŞIM VE
UYGULAMALAR
Yukarıda da belirtildiği gibi, insan haklarının korunması adına
sorunlu bir uygulama veya tespit, bireysel başvurunun kabul edilebilirlik
kriterleri yahut bir temel hakkın esasıyla ilgili olabilir. Üç yıllık uygulama
(ve aslında daha uzun yıllara dayanan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi –
2
Bu anlamda makale boyunca ‘’esas’’ kısmında ele alınacak pek çok yaklaşım ve tespit,
aslında Mahkemece kabul edilebilirlik incelemesi sırasında ortaya konmuştur. Ancak
bunlar, temel hakların esasıyla (örneğin ortak koruma alanının belirlenmesinde bir
hakkın kapsamıyla) ilgili olduğundan, ‘’esas’’ kısmında ele alınmıştır.

To continue reading

Request your trial

VLEX uses login cookies to provide you with a better browsing experience. If you click on 'Accept' or continue browsing this site we consider that you accept our cookie policy. ACCEPT